Aksa’nın diplomasi tufanı

Abone Ol

Aksa Tufanı’nın ikinci yılını bırakıp üçüncü yılına gireceğiz. Herhalde bu Tufanın bu kadar uzun süreceğini kimse tahmin etmiyordu. Birkaç hafta ya da birkaç ay bilemedin bir 4-5 ay süreceği varsayılıyordu. Ama bütün tahminlerin ötesinde 2 yıldır aralıksız devam ediyor. Ne zamana kadar süreceğini kimse tahmin dahi edemiyor.

Aksa Tufanı, sadece askeri manada değil, siyaset, diplomasi, medya, ekonomik, istihbarat ve daha birçok alanda ilkleri barındırmaktadır.

Bu kadar dar alanda devam eden bir çatışmanın iki yıl boyunca dünya gündemini meşgul etmesi, bu kadar ülkenin sürece ama direk ama dolaylı müdahil olması…

Şehit olan kadın, çocuk, doktor, hemşire ve gazeteci sayısı. Bombalanan ve yıkılan, hastane, okul, cami, kilise, BM bina ve tesisleri…

Gazze’ye 85 bin tondan daha fazla bomba atıldı. Hiroşima’ya atılan bomba 15 bin ton TNT’ye eşdeğerdi. Küçücük Gazze’ye neredeyse altı tane atom bombasına eşdeğer TNT atıldı.

Aksa Tufanı, inanmış bir avuç insanın kendilerinden kat be kat fazla düşmana karşı direniş tarihini yazıyor. İmanın nelere kadir olduğunu bütün insanlığa gösteriyor. Şu ana kadar tek bir kadın, çocuk ‘Ey HAMAS, bütün bunlar senin yüzünden başımıza geldi’ demedi. Dillerden her daim şu kelime döküldü. ‘Hasbunaallah ve ni’mel vekil, ni’mel Mevla ve ni’men nesir- Allah bize yeter, o ne güzel vekildir…’

Bu direniş ve iman karşısında düşman azgınlaştıkça azgınlaştı. Bütün dünyanın gözleri önünde Gazze halkına soykırım uyguladı. Havadan, karadan, denizden acımasızca saldırdı. Tonluk bombaları, naylondan çadırların, ekmek sırası bekleyen kadın ve çocukların üzerine bıraktı.

ABD, İngiltere ve Avrupa ülkeleri ellerindeki bütün askeri, teknik, istihbari imkânlarını seferber ettiler. Komşu ve bazı İslam ülkelerinin idarecileri de bu kervana katıldı. Bu imkânlarla Siyonistler küçücük Gazze’nin altını üstüne getirdiler. Tek bir damla suyun, bir ekmeğin Gazze’ye girişine izin vermediler.

Bütün bunlara rağmen Siyonistler tek bir hedeflerine dahi ulaşamadı.

- Tek bir esirini ne ölü ne de diri kurtaramadı.

- HAMAS ve direnişi bitiremedi. Şehit olan her liderin yerine yeni lider, her komutan ve mücahidin yerine yenisi geldi.

- Tünelleri tamamen imha edemedi.

- Direnişi dünyanın gözünde terörist gösteremedi. Tam tersine gün geçtikçe kendisine karşı olan kin ve nefreti artırdı. Yüz yıldır kurguladığı ‘mazlumiyet edebiyatı ve yalanları’ sona erdi.

- Gazze halkını sürgün edemedi…

Elhamdülillah bu büyük bir zaferdir.

Siyonist rejim, sahada kazanamadığını masada kazanma hilelerine başvurdu.

Bu hileyi yutturmayı da Trump’a bıraktılar. Kaldı ki Tump ve ABD bu soykırımın ortağı ve failidir. Hem suçlu hem de hakem ve arabulucu rolünü oynamaya çalışıyor.

En son Trump’ın sunmuş olduğu Gazze teklifine HAMAS’ın verdiği cevap bir diplomasi ve siyaset zaferidir. HAMAS, bu teklifi büyük ciddiyetle inceledi, müzakere etti ve cevabını verdi.

Verdiği cevapla, Trump’ı, Netanyahu’yu ve ona destek verenleri yerle yeksan etti.

Kimileri de bu cevabın HAMAS’ın ürünü olamayacağını dillendirmeye çalıştılar. HAMAS’da öyle bir ufuk, kapasite yokmuş…

Yıllardır Siyonistler ve büyük şeytan ABD ile sahada savaşan, diplomasi yoluyla müzakere yürüten HAMAS’ta bu ufuk ve kapasite olmayacak da kimse olacak?

Elhamdülillah Aksa Tufanı sahada olduğu gibi diplomasi ve siyasette de tufan estiriyor. Nuh tufanı misali Siyonistleri ve destekçilerini yutacaktır inşallah...