Ajan Gazeteciler

Abone Ol

Malum, küresel emperyalizmin çarkını döndüren birçok dişlisi vardır. Silah, sermaye, medya… gibi. Bunlardan medya ayağına bakalım.

Bu bozuk ama karanlık sömürü düzeninin çarkını çeviren dişlilerden biri, belki de en önemlisi medyadır, medyanın da kalemşörleri yani gazetecileridir.

Aksini diyenler de var ama kalem kılıçtan keskindir! Hepimiz konuşuruz ancak ONLAR(!) kullanır!

Haberci, haber yapma, haberi sunma tarzı, araç ve gereçleri her zaman derdi ve davası olan yapıların, güç odaklarının gözdesi olmuştur. Cephe gerisindeki savaş, bunlar üzerinden yürütülmüştür. Çünkü bu araçlarla karşı cephenin haremine sızar; algısını oluşturur. Yani kaleyi içerden fetheder.

İslam'da da haber ve haberci… tabi ki kullanılır ancak ahde vefa, helal dairesi yani İlahi ilkeler çerçevesinde!..

Şer cephesi ise her yolu meşru saymıştır. FASIK HABER dediğimiz de budur işte!..

Siyonist Terör Sermayesi, klasik kapitalist emperyalizmin de ötesinde kendi dışındakileri; 'aşağılık… görüldüğü yerde katledilmesi gereken fazlalıklar..' olarak gördüğünden dolayı 'Ajan Gazetecilere' özellikle ihtiyaç duyar.

Bir kere 'ırk, inanç ve yapılara kendisi olarak sızabileceği şansı ve yeterli kadroları yoktur… Bir de sömürülecek coğrafya, ırk, inanç ve yapının içinden devşirilen elemanlar daha kullanışlı, daha inandırıcı olur. Bu tartışılmaz.

*Banu Avar; Alaycı Kuş adlı eserinde ajan gazeteciler meselesini anlatmış. Sömürgeci dünyanın; bir ulusun, ümmetin; din, değer ve tarihi üzerinden neleri, nasıl devşirdiklerini gereğince anlatmış yetkin bir gazeteci.

Ajan gazeteciler bahsini Körfez Savaşında da gördük. Hatta 'Amerikan sermaye ve savaş efsanesini Müslüman yüreklere işleyen..' Türkiye'den yirminin üzerinde gazetecinin listesi bile verilmişti.

Sistem nasıl çalışır?

Batı'daki ana akım gazeteciler aynı merkezden koordine edilir...

Bunlar; Avrupa Gazetecilik Merkezi; PS (Project Syndicate), Ombudsman yapılanmalarıdır… Basın-yayın, sanat ve medyada görünmek isteyen, ulusal ve küresel anlamda yükselmek, şöhret olmak isteyen hırslı insanları belirler. Bu kadrolar; önce Yahudi lobilerin o ülke içindeki bağlantılarınca belirlenir. Sonra çeşitli ön elemelerden geçirilir.

Sonra 'Değerlerini, dünyasına feda edebilecek gazeteciler; 'Küresel haberlere ulaşma…' imkanı akredite edilir. Söz konusu sahada 150 ülkede çalışan, asgari 500 kuruluştan bahsedilir.

Yılmaz Polat, Lobiler ve Ajanlar eserinde lobilere; 'bunlar bir işletme…' demekte!..

'Kemal Derviş, G. Soros (Açık Toplumcu), Japon eski başbakanlarından Shinzo Abe..' bu tezgahlardan geçenlerden sadece birkaçı…

Küresel sermayenin dışındaki ülkelerde kurulacak hükümetler ve bunların liderlerinin ekseri, bu lobilerin tezgahından geçmek zorundadırlar.

Çok tanıdık mübareklerimiz! var. Dilimin ucunda amma… Hirç!..

Merkezinde Yahudi Lobilerinin bulunduğu bu yapılar, Washington'da bulunur.

Mesela Türkiye; 'PKK, Ermeni Soykırımı…' tezleri karşısında bunlardan faydalanmaya çalıştı(!) PKK ve Ermeni tezlerini savunan lobilerin de aynı lobiler olması trajikomik.

Kulağı çınlasın!.. Rahmetli Özal tam da bu yüzden işadamı Jack Kamhi'lerle Amerika'ya gitmişti!..

Herkul Org'un Gülen'i de bu lobilere milyon dolarlar bağışlamıştı… Graham Fuller, Said Nursi konferanslarında Medeniyetleri buluşturup/çatıştırırken(!).. Banu Avar gibileri TRT'de barınamamıştı(!)

**Şimdi de Gazze Destanı, Aksa tufanı, Siyonist işgal ve cinayetlerinin anlatıldığı programlara; İslam ve Müslümanla ilgili haber ve yorumların yapıldığı programlara bakın! Buralar; 'ajan gazetecilerin' kin/nefret ve zehrini kustuğu, hastalığını bulaştırdığı meskûn mahaller, müstahkem mevkilerdir!

Tam da mevzunun can alıcı yerinde Çapanoğlu bityeniği ajan-provokatörlerimiz zehrini kusuyor: '…Osmanlıyı arkadan vurursan olacağı bu(!) Zamanında ihanet etmeyecektin!.. İran terörü destekliyor!..' diyerek zehrini kusuyor!

Berîyiz İlahî!.. 'Onlar tuzak kuruyorlar! Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır!' Vesselam.