El-Husi, ablukanın hâlâ “devam ettiğini, başarılı ve etkili” olduğunu vurgulayarak, “işgalciye ait **'Eilat' olarak bilinen Umm er-Reşreş Limanı’nın kapalı ve kilitli olduğunu” belirtti.
Konuşmasında destek operasyonlarına da değinen el‑Husi, bu hafta 14 füze ve insansız hava aracı (İHA) ile saldırılar düzenlediklerini aktardı. Ayrıca, “Lod Havalimanı’nı, Tel Aviv‑deki Yafa ve Hayfa’ya ait hedefleri, Aşkelon’a yönelik saldırılar ile Kızıldeniz’in en kuzeyinde deniz operasyonları gerçekleştirdik” dedi.
Gazze'deki insani duruma dair sözlerinde, abluka başladığından bu yana Filistin halkının çektiği acıların beşinci ayına girdiğini ve bu durumun bazı Arap ve Batılı ülkelerin işbirliğiyle meydana geldiğini söyledi. Her geçen saatte açlık nedeniyle hayatını kaybeden özellikle bebek ve çocukların sayısının arttığını ifade etti.
El-Husi, soykırımcı israilin yardım girişi engellerken yardımların gümrük kapılarında biriktiğine, Filistinlilerin açlık ve yaralılarının oranının yüksekliğine, Amerikalı silahlı kişilerin israil operasyonlarına doğrudan katılımına dikkat çekti.
israilin Gazze’ye tam işgal tehdidine karşı, el‑Husi bu müdahalenin “yüksek maliyetli olacağı” uyarısında bulunarak, “işgalci, bu kontrolü kesin olarak sağlayamayacak” dedi. Ayrıca direnişçilerin “fedakâr ve kahramanca” eylemlerine vurgu yaptı ve israilin bu direnişin etkisi karşısında hayal kırıklığı yaşadığını söyledi.
Mescid-i Aksa’daki ihlallere dair de konuşan el‑Husi, sessiz kalmanın "müslümanlar için utanç verici ve kutsal sorumluluğun ihmalidir" diyerek, israilin mekânsal ve zamânsal olarak Aksa’yı bölme adımlarının tehlikeli olduğunu vurguladı. Herhangi bir israil tırmanışının ABD’nin izniyle gerçekleştiğini de sözlerine ekledi.
Silahsızlanma önerilerine yönelik eleştirilerde bulunan el‑Husi, Filistin grupları veya Lübnan Hizbullahı’nın silahsızlandırılmasını “saçmalık” olarak niteledi ve “mazlum bir halka silahsız kalınması önerilmesinin nafile bir durum olduğunu” söyledi.
Ayrıca Lübnan’ın işgalden caydırılmasının tek nedeninin direnişin ve silahının olduğuna dikkat çekerken, silahsızlanma çağrılarının ABD–israilin yönlendirdiği talep olduğunu belirtti ve bu yaklaşımların "çok üzücü" olduğunu söyledi. Amerikan desteğinin güvenilir veya adil olmadığını, Amerikan tutumunun yalnızca ABD–israil çıkarlarına hizmet ettiğini sözlerine ekledi.
Son olarak, el‑Husi, Arap ve İslam halklarının bir güçlü halk hareketi başlatması gerektiğini söyledi; halkların hükümetlere baskı yaparak:
Gazze’ye kara yardımı koridorlarının açılması,
israile yapılan askeri ve ekonomik yardımların durdurulması,
Refah Sınır Kapısı’nın sürekli açık tutulması,
İnsani konvoyların güvenli geçişi ve medyada şeffaflıkla izlenmesini,
Gazze için onurlu, kalıcı bir ateşkes kampanyası başlatılmasını hedeflemesi çağrısında bulundu.
El‑Husi ayrıca Yemen halkını ve diğer Müslümanları, Filistin halkını desteklemek üzere Sana’a ve diğer illerde kitlesel gösteriler düzenlemeye davet etti.