Miami Herald’a konuşan kaynaklara göre, Trump Maduro’ya “Kendini ve yakınlarını kurtarabilirsin ama hemen gitmelisin” mesajı verdi. Buna karşılık Maduro, kendisi ve ekibi için dünya çapında yargı dokunulmazlığı ve silahlı kuvvetler üzerindeki kontrolü koruma gibi taleplerde bulundu.
Görüşmenin, 21 Kasım’da gerçekleştiği tahmin ediliyor. Trump, görüşmeyle ilgili “Ne iyi geçti ne kötü, sadece bir telefon görüşmesiydi” demekle yetindi. İlk teması Brezilya, Katar ve Türkiye’nin aracılığıyla sağlanan görüşmenin ardından Maduro, hava sahasının kapatılmasının ardından ikinci bir görüşme talep etti ancak bu talebe yanıt verilmedi.
Trump yönetimi, Maduro’ya yönelik dört aylık yoğun bir baskı süreci yürütüyor. Bu süreçte ABD, Venezuela kıyılarına büyük bir deniz gücü sevk etmişti.
Venezuela lideri Maduro ise bir mitingde yaptığı konuşmada, “Köle barışı değil, egemen ve özgür bir barış istiyoruz” diyerek geri adım atmadığını ilan etti.
Wall Street Journal, Maduro’nun görevde kalmasının ABD çıkarlarına zarar vereceğini belirttiği editöryal yazısında, Trump yönetimine baskıyı artırma çağrısı yaptı. Gazete, Maduro’nun görevden ayrılmaması halinde ABD’nin itibarının zedeleneceğini savundu.
Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro ise taraflar arasında barışçıl çözüm için Cartagena kentini müzakere yeri olarak önerdi.
Venezuelalı lider ayrıca, devlet medyasında yayımlanan bir OPEC mektubunda, ABD’yi “dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip Venezuela’yı askeri yollarla ele geçirmeye çalışmakla” suçladı.