‘Biz Kassam’ın, Yasin’in ve Hüseyin’in evlatlarıyız…’

Abone Ol

Filistin İslami Direnişi Siyonistlere karşı mücadele verirken, aynı zamanda kendi ırkından olan Araplara, aynı sokakta hatta aynı evde yaşadıkları akraba ve kan bağı olan kardeşlerine karşı da mücadele ediyor.

Ablukayı uygulayan sadece Siyonistler değil; bir taraftan Ürdün, bir taraftan Mısır ve denizden diğer Arap ülkeleri.

Kardeş ve ırkdaşlardan bazen öyle uygulamalar oluyor ki ‘hangisi daha Siyonist’ denmek zorunda kalınıyor.

Siyonistin düşmanlığı neyse de ırkdaş, akraba, kardeş ve yerine göre aynı akideyi paylaştığını söyleyen Müslümanların düşmanlığına ne demeli? Bu tür düşmanlık çok daha zordur.

Sözde Filistin devleti başkanı Mahmut Abbas ve şürekâsı da bunlardan bir tanesidir.

Ne kadar zayıf ve aciz olsa da her insanın, her halk ve devletin bir onuru ve şahsiyeti vardır.

Bir devlet başkanı, kendi devletine, kendi vatandaşlarına sahip çıkar ve çıkmak zorundadır.

Maalesef Abbas’ta bundan eser yok. Keşke Ebu Cehil’deki asabiyet ve onurun zerresi onda olsaydı…

Mahmut Abbas, seçime gitmeden 25 yıldır oturduğu başkanlık koltuğuna Filistin halkının özgür iradesi sonucu değil, tamamen Siyonist israil ve ABD’nin destek ve dayatmasıyla oturmaktadır.

Kendisinin, onu koruyan koruma görevlilerinin maaş ve silahlarını dahi Siyonistler vermektedir.

Elbette bunun da bir bedeli ve karşılığı olmalıdır.

Abbas, Filistin devlet başkanı sıfatıyla sahip olmuş olduğu imkân ve silahlarıyla Filistin halkını ve topraklarını koruması gerekirken tam tersi direnişi yok etmek, bitirmek ve Siyonistlerin güvenliğini sağlamak için kullanmaktadır.

Tarihin en acımasız soykırım ve işgaline karşı Gazze’nin yardımına koşması gerekirken denetimi altındaki Batı Şeria’da işgalci ile aynı görevi yürütmektedir.

Bununla yetinmeyen Abbas, geçen günlerde yaptığı bir konuşmada tarihin en izzetli ve şerefli savaşçıları olan HAMAS mücahitleri için ellerindeki Siyonist esirleri bırakmamalarından dolayı ‘evladu’l-kilab (köpeklerin çocukları)” ifadesini kullandı.

Bu hakaret, sadece HAMAS için değil, bütün Filistin halkına ve özgür insanlara yönelik söylenmiştir.

Sanki Batı Şeria’da, Lübnan’da, Yemen’de, Suriye’de, İran’da Siyonist esirler var da Siyonistler oralara da saldırıyor?

Neredeyse bir asırdır Filistin topraklarının işgali ve halkının soykırıma uğraması esirlerden dolayı yapılmıyor…

Herkes biliyor ki Siyonistlerin saldırması için bahaneye ihtiyaçları yoktur.

Esasında kimin kilabın çocukları olduğu bellidir.

Köpek, kendisine kemik vereni efendi olarak kabul eder. Onun kapı kulu olur, ona sadık kalır, talimatlarını harfiyen yerine getirir ve onun hesabına sağa sola saldırır.

Kimin Siyonist işgalcinin ve ABD’nin kemikleriyle geçindiği ve onların hesabına çalıştığı ortadadır. Abbas, kendisini tarif ediyor.

Bu çirkin ifadelere karşı HAMAS liderlerinden Usame Hamdan’dan çok manidar sözler geldi.

“Biz, Kassam’ın, Şeyh Ahmed Yasin’in, Hacı Emin el-Hüseyni’nin ve Sinvar ile Heniyye’nin yol arkadaşlarının evlatlarıyız. Abbas’ın söylediği gibi değiliz. Direnişe saldırmak, onun Filistin halkına liderlik etme ehliyetini sorgulatır.” sözleriyle direnişin temiz membaını ifade etti.

İşgal ve işgalciye karşı direnmek; izzettir, şereftir, onurdur…

Buna karşı çıkanlar, kilab ve kilab’ın çocuklarıdır.