2025 yılında net 22 bin 104 lira olarak belirlenen asgari ücreti daha önce doğru bir şekilde tahmin eden sosyal güvenlik uzmanı Özgür Erdursun, 2026 için yeni öngörülerini kamuoyuyla paylaştı. Ülke genelinde milyonlarca çalışanın dikkatle takip ettiği asgari ücret artışı, yeni yıl öncesinde tekrar gündemin merkezine yerleşti.
Temmuzda ek zam yapılmamasının ardından tüm dikkatler Asgari Ücret Belirleme Komisyonu’nun aralık ayındaki toplantısına yönelmişken, Erdursun bir canlı yayın sırasında üç farklı artış senaryosunu duyurdu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda düzenlenen Üçlü Danışma Kurulu toplantısında, 2026 dönemi için % 28 ila 35 aralığında zam oranları gündeme geldi. Toplantıya Çalışma Genel Müdürü Mehmet Baş, Türk-İş, TİSK, HAK-İŞ ve DİSK temsilcileri katıldı.
Asıl Mesele 'Toplumun Geçinebilmesi' Olmalı
Özgür Erdursun, açıklamasında “Asıl mesele ücretin miktarı değil, bu ücretin toplumun yarısı için geçerli hale gelmiş olmasıdır.” sözleriyle göze çarptı. Ülkemizde çalışanların tahminen yarısının asgari ücretle geçinmek durumunda olduğunu belirten Erdursun, bu süreçte orta gelirli grubun yok olduğunu ve ücret sisteminde bozulmalara yol açtığını vurguladı.
Erdursun'dan Çözüm Önerileri
Uzman isim, asgari ücretin toplumda “ortalama ücret” haline gelmesini önlemek için 7 maddelik bir reform listesi paylaştı. Erdursun’a göre çözüm önerileri şöyle:
◾️Asgari ücret, başlangıç ücreti olarak tanımlanmalı.
◾️Aynı işyerinde 6 aydan fazla çalışan asgari ücretle gösterilmemeli.
◾️Meslek koduna göre taban ücret sistemi kurulmalı.
◾️Farklı işlerde tek ücret uygulanmamalı.
◾️Kıdeme göre maaş artışı zorunlu olmalı.
◾️Uzun süre aynı işte çalışanların maaşı asgari seviyede kalmamalı.
◾️Ücret politikaları ortalama gelir üzerinden planlanmalı.
Öngörülen Senaryolar Neler?
Erdursun’un öngörüsüne göre 2026 yılı için üç farklı senaryo bulunuyor:
◾️Sadece hedef enflasyon oranında artış olursa: 25.600 TL
◾️Refah payı eklenirse: 26.500 – 27.500 TL
◾️Reel alım gücü korunursa: 28.000 TL ve üzeri
Erdursun, “Önemli olan rakam değil, bu ücreti alan kişi oranının azaltılmasıdır. Türkiye artık ‘asgari ücret ne kadar olacak?’ sorusunu değil, ‘asgari ücretli oranını nasıl düşürürüz?’ sorusunu sormalı.” dedi.