Sadece Vakıf çalışanları içeri girebiliyor. Girişlerde maskeli, hayatlarında hiç karşılaşmadıkları kadar sıkı kontrolde bekleyen Filistinliler baskıyla karşılaşıyor; kapıların önünde oturmak isteyenler tekme ve copla karşılanıyor. Bu durum altı gündür sürüyor ve 1967’den bu yana ilk kez böylesi bir uzun kapanma yaşanıyor.
Soykırımcı israil yönetimi kapanmanın geçici ve güvenlikle ilgili olduğunu öne sürüyor. Ancak sahadaki yetkililer “Ortada ikna edici bir gerekçe yok, bu kalıcı bir dayatma sinyali” yorumunu yapıyor. Örneğin Abu Sway isimli bir yetkili, büyük kalabalıkların engellenmesi gerekçesiyse, tek tek ibadetçi sayısının kısıtlanabileceğini belirtiyor. Böyle büyük bir kapatma adil değil, diyor.
Filistinliler bu krizin, israilin Aksa'da uzun süredir planladığı değişiklikleri kabul ettirme çabası olduğunu düşünüyor. Vakıf yetkilileri, “20 yıldır İslam ve Yahudi alanlarını bölerek ibadet saatleri değiştiriliyor, bu savaş örtüsünde hızla ilerliyor” diyor. Örneğin Bab’ul Rahme’de Yahudiler ibadet ediyor, bayrak dikiyor. Bu da “statüko ihlalidir”.
Köşe başlarında Müslümanların ibadet gayesiyle girdiği bazı kapılar (Aslan Kapısı vs.) özel saat dilimlerinde açılıyor. Giriş saatleri değiştiriliyor. Müslüman çalışanlar, kapıda açıklama yapılmadan bekletiliyor. Eski Şehir sakinlerinin çoğu engelleniyor. “Şu anda Müslüman çalışanların kıyafetlerine bile sınır konuyor” deniyor.
Yetkililer, bu uygulamaların giderek normalleştirileceğinden endişe ediyor. “Yarın cuma vakti bir uygulama üzerinden bile giriş izni almanız gerekebilir” diye uyarıyorlar. Yahudilerin Ağlama Duvarı gibi statüsü sorunsuz korunurken, Aksa'ya erişim engelleniyor. “Temel ibadet hakkımız elimizden alındı. Umarım bu durumu değiştirecek bir direniş olur, aksi takdirde yeni bir zorbalık dönemi başlayacak” diyorlar.