Alimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) tarafından her yıl gerçekleştirilen Alimler buluşmasının 10'uncusu "İslami Kimliğimiz Üzerine Kurgulanan İdeolojik Girişimler" temasıyla Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesi Selahaddin Eyyubi Camii Konferans Salonunda düzenleniyor.
İki gün devam edecek olan programa dünyanın farklı coğrafyalarından alim, akademisyen, siyasi ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katılıyor.
Programa Türkiye'den İTTİHADUL ULEMA Genel Başkanı Molla Enver Kılıçaslan, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Filistin'den HAMAS Sözcüsü Fevzi Berhum ve HAMAS yöneticilerinden Sami Ebu Zuhri, Filistin Alimler Birliği Başkanı Dr. Nevvaf Tekruri, Irak Kürdistan'ından Dr. Muhammed Salih Reşad, Şeyh Abdurrahman Osman Abdulaziz, Prof. Dr. Ahmed Pencwini; Suriye Kürdistan'ından Şeyh Zahid Haznevi, Afganistan'dan Ankara Büyükelçisi Saniullah Farahmand gibi önemli şahsiyetler katılıyor.
Rıfat Ablay Hoca'nın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program açılış ve selamlama konuşmaları ile devam etti.
HAMAS Sözcüsü Fevzi Berhum'un salona girişi sırasında katılımcılar tekbir getirdi ve direniş lehine sloganlar attı.
“ÜMMET VE ALİMLER ASLİ KİMLİKLERİNE BÜRÜNDÜKLERİNDE YOL NURLANIR”
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Molla Abdurrahman Özekinci, önemli değerlendirmelerde bulundu. Alimler Buluşmalarıyla fitneleri bertaraf etmek, insanlara hakkı ve adaleti öğretmeyi amaçladıklarını belirten Özekinci, İTTİHADUL ULEMA olarak hakkı ve adaleti savunduklarını vurguladı.
Bu 10'uncu Alimler Buluşması’nın çok çok ince bir vakte denk geldiğine belirten Özekinci, aile yapısı, akidevi yapı ve gençlerin sinsice hedef alındığına dikkat çekti. Siyonizmin, dünya çapında aileye büyük bir baskı yaptığını ifade eden Özekinci, "Çocuğu ebeveynlerinden, ebeveynleri çocuktan ve ebeveynleri birbirlerinden ayırıyor. Bizler, ümmetin alimleri olarak, şunu bilmemiz gerekiyor. Bizim düşmanlarımız Siyonistler ve Yahudilerdir.
Bu devam eden savaşın en büyük halkası da Filistin ve Gazze halkasıdır. Gazze halkı kendi ruhlarıyla, can ve mallarıyla cihad etmişlerdir ve bunlara karşı durmuşlardır. Bu tehlikeye karşı durmuşlardır. Şunu bilmemiz gerekir ki kardeşlerim, mücahitleri ve oradaki direnişi desteklemek her zaman bizim üzerimizde olan bir yükümlülüktür. Alimlerin, hakkın yanında olmaları gerekir. Ümeranın yani liderlerin de buna karşı elleriyle bir set çekmeleri gerekir. Ümmet, kendi asıl kimliğine büründüğünde ve alimler kendi kimliklerini yerine getirdiklerinde unutmamalıyız ki o zaman yol nurlanır ve cihadla bizim mukaddesatlarımız savunulur" ifadelerini kullandı.
YAPICIOĞLU: ÜMERA İLE ULEMA BİRLİKTE HAREKET ETTİKLERİNDE ŞAHLANIŞ MÜMKÜNDÜR
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu programda bir selamlama konuşması gerçekleştirdi.
Alem-i İslam'ın yaklaşık 200 yıldır Batı uygarlığının ve modernizmin zihinsel, kültürel ve fiili taarruzlarıyla karşı karşıya olduğunu belirten Yapıcıoğlu, "Batı'dan yayılan modern paradigma saf ve temiz inancımızı, ferdî ve ictimaî hayatımızı, kimliğimizi ve nesillerimizi çok yönlü olarak etkisi altına almakta ve ciddi bir tehlike arz etmektedir. Çoğu insanın yaradılış gayesini unuttuğu, hedef ve istikametini şaşırdığı, insanî ve İslamî değerlerini yitirme tehlikesi ile karşı kaşıya kaldığı çok kritik bir süreçten geçiyoruz. İnsanlık ciddi bir soykırım tehdidi ile karşı karşıyadır. Soykırım sadece silahla yapılan bir şey değildir. Aile kurumu ve gençlik çok ciddi saldırılar altındadır. Aile kurumunun yıkılması, genç nesillerin sapkınlığa düşürülerek neslin yok edilmesi tehlikesi her gün biraz daha büyüyor. Kısırlaştırma, cinsiyetin iptal edilmesi, evliliklerin ve çocuk sahibi olmanın gençlerin gündeminden çıkarılmasıyla nüfusun çoğalmasının önlenmesi soykırımın farklı bir metodudur." diye konuştu.
Geçtiğimiz 2 Ekim gününün, Selahaddin-i Eyyubi’nin Kudüs’ü fethinin 838. Yıldönümü olduğunu hatırlatan Yapıcıoğlu, Fethetmek üzere Kudüs'ü hedefine koyduğu zaman İslam dünyasının siyasi hali ile ulemanın durumu günümüzdekinden çok da farklı değildi. İslam âlemi parçalanmışlık ve ihtilaftan kan ağlıyordu. Fakat menfi şartlar Kudsü Şerif'in ikinci fatihi Selâhaddîn-i Eyyûbî'yi ümitsizliğe düşürmedi, onu hedefinden vazgeçirmedi. Onun mücadele metodu ve Mevlânâ Hâlîd-i Bağdâdî'nin irşad ve davet perspektifi bizler için numune-i imtisaldir. Bu iki örnek ümera ile ulemanın, hedefe doğru birlikte hareket ettiklerinde uyanış ve şahlanışın nasıl mümkün olduğunu göstermişti." şeklinde konuştu.
"Yeni bir uyanış ve silkiniş de yine ulema ve ümeranın doğru istikamette birlikte hareket etmesiyle mümkündür." diyen Yapıcıoğlu, ulemanın hikmet ve irfanla yoğrulmuş ilmi birikimi, ümeranın gücü ve kararlılığı ile birleştiğinde İslam ümmetinin düştüğü yerden yeniden ayağa kalkacağını kaydetti.
HAMAS SÖZCÜSÜ BERHUM: NETANYAHU'NUN BURNUNU YERLERE SÜRÜNDÜREN ALLAH'A HAMDOLSUN
HAMAS Sözcüsü Fevzi Berhum da katıldığı 10'uncu Alimler Buluşması'nda selamlama konuşması gerçekleştirdi. Berhum, konuşmasına; Filistin'den, Kudüs'ten, Gazze'den, mücahitlerinden, gençlerinden, alimlerinden, kadınlarından ve çocuklarından selamlar getirdiğini belirterek başladı.
"'Allah-u Teala'ya hamd olsun. Filistin ve Gazze'deki mücahitleri izzetlendiren Allah'a hamdolsun. Kassam Tugaylarını izzetlendiren, küfrü ve kafirleri zillete düşüren, oradaki haçlıları ve yahudileri zillete düşüren Allah'a hamdolsun. Netanyahu'nun burnunu yerlere süründüren Allah'a hamdolsun." diyen Berhum, direnişin zafer elde ettiğini kaydetti.
Berhum, "Bu da Allah'ın vaadiydi. Allah'ın vaadi kendisine yardım edenlerin kazanmasıydı. Bizler oradaki mücahitlerin Allah'a yardım ettiklerini görüyoruz. Bunun neticesinde Allah-u Teala'nın da Aksa Tufan Operasyonuyla kendilerine yardım ettiğini görüyoruz. Allah ki kuluna yardım etmiştir. Ve kendi ordusunu izzetlendirmiştir. Kassam ordusudur bu. 7 Ekim'in ordusu. Furkan'ın, Siccil'in ordusudur. Kudüs Kılıcı'nın ve Aksa Tufanı'nın ordusu. Allah-u Teala onları izzetlendirmiştir. Onları İslam ile izzetlendirmiştir Allah-u Teala. Ve bu, Allah-u Teala tarafından büyük bir nimet ve fazilettir." dedi.
Allah'ın izniyle Mescid-i Aksa'nın fethinin de yakın olduğunu vurgulayan Berhum, "Selahaddin El Eyyübi bu coğrafyadan yola çıkarak Mescid-i Aksa'yı fethetti. İnşallah Mescid-i Aksa sizin ellerinizle, oradaki mücahitlerin elleriyle fetholunacaktır. Mescid-i Aksa inşallah bu nesilleri yaklaştırmış, mesafeleri birleştirmiş, Filistin'in özgürlüğü için hatırlanan önemli bir adımdır. İnşallah bu yakında gerçekleşir. Allah'ın rahmeti ve selamı üzerinize olsun. 11. Alimler ve Medreseler Birliği'nin Filistin'de, Gazze'de yapılması için sizi davet ediyorum. Orada herhangi bir yahudi veya herhangi bir yerleşimci veya herhangi bir kuşatma olmadan 11. Alimler Buluşmasını orada gerçekleştireceğiz inşallah."
NEVAF TEKRURİ: MAL İLE CİHAD, CAN İLE CİHADDAN DAHA ÖNCELİKLİDİR
Filistinli Alimler Birliği Başkanı Dr. Nevaf Tekruri Alimler Buluşmasında yaptığı konuşmada, mal ile cihadın, can ile cihaddan önce geldiğini ifade ederek Müslümanların, malıyla infak etmemesi halinde mücahitlerin ve cihadın zayıflayacağını vurguladı.
İşgal altındaki Filistin ve Gazze'deki saldırılara dikkat çeken Tekruri, "Maalesef Yahudiler tarafından İslam toprakları halen bombalanmakta. Dolayısıyla bu düşmanların durduğunu söylemek mümkün değildir. Bu şu an bir merhaledir, bir adımdır. Bu düşman, soykırımın farklı yüzlerine halen icra etmektedir. Büyük Gazze ehli ve o büyük mücahitler ve göstermiş olduğu o yüce fedakarlıklar, Allah-u Teala bu fedakarlıklar, bu mücahitler sayesinde Yahudilerin yüzünü karartmıştır. Şehit Yahya Sinvar'ın duasıyla, 'Ey Allah'ım! Onların devletlerini bizimle zillette düşürt ve aynı şekilde bizimle ümmetimizi izletilendir.' Ümmetin hareket etmesi gereken bir sözdür. İslam ümmeti bu bizliğe ortak olmalıdır. Bu savaşa katılmakta ortak olmalıdır. Gelecek savaşa ve yakın olan savaşa bizim de ortak olmamızdır." dedi.
Her Müslüman'ın, elindeki bütün nimetlerle bu cihad projesine dahil olması gerektiğini söyleyen Tekruri, "İlk girenler alimler olacak. Eğer alimler bu projeye dahil olmazlarsa, özgürlük projesine dahil olmazlarsa, İslam ümmetinin hiçbir ferdi bu projeye dahil olmaz. Alimler görevlerini yerine getirmezlerse, İslam ümmetini hareket ettirme noktasında açıklamalar yapmak, fedakarlıklar yapmak noktasında harekete geçmezlerse, İslam ümmeti de harekete geçmez. İslam ümmeti kendi hakimlerinin, meliklerinin, krallıklarının, dini üzerine değildir. Bilakis İslam ümmeti alimlerin dini üzerinedir. Eğer ki alimler hazırlarsa, alimler kudret sahibilerse, Allah'ın emrettiği şekilde görevlerini yerine getirmek üzere hazırlarsa, gençler de çocuklar da İslam ümmeti de onlara yetişmede geride kalmayacaklar. Eğer ki halklar hareket etmiyorsa, bunun suçlusu alimlerdir. Bunun kusurlusu alimlerdir bu görevi üstlenmesi gereken alimlerdir. Alimler hareket ederse, İslam ümmeti de hareket eder." ifadelerini kullandı.
Düşmanın, İslam topraklarının bir parçasına saldırması halinde "can ile cihadın farz-ı ayn" olacağını ifade eden Tekruri, "Şunu hissetmemiz lazım, biz bir savaşa içerisindeyiz. Ve bunun en önceliği ise siz alimlersiniz. Alim bir fetva verir. Alimler, vaktinin çoğunu Müslümanlara harekete geçirmek, Müslümanlar için, mal için, cihad için, para toplamak ve savaşa herhangi bir yöneltmekle harcamalı." dedi.
AFGANİSTAN BÜYÜKELÇİSİ FARAHMAND: İSLAM EMİRLİĞİ ÖZELLİKLE GAZZE'DEKİ MÜCAHİTLERİN DOSTUDUR
Programda konuşan Afganistan İslam Emirliği'nin Ankara Büyükelçisi Saniullah Farahmand, "Afganistan İslam Emirliği yeryüzünde mücadele eden bütün mücahidlerin dostudur. Özellikle de Gazze'deki mücahidlerin dostudur." dedi.
Yeryüzünde şu an İslam şeriatını tam olarak uygulayan tek devletin Afganistan İslam Emirliği olduğunu vurgulayan Farahmand, "Tabi birçok bedel ödedikten sonra, birçok ağır bedel ödedikten sonra, evleri yıkıldıktan sonra, başlarına belalar, musibetler geldikten sonra… Onlar öyle mücahit adamlardı ki kendilerini bile hesaba katmazlar, mallarına değer vermezler, çoluk çocuklarına, eşlerine, ticaretlerinin kaybolmasına, yok olmasına, evlerinin yıkılmasına aldırış etmezler. İşte buna aldırış etmeyenler asıl mücahitlerdir." diye konuştu.
Farahmand, şöyle konuştu:
"Allah bizlere bu rızkı nasip eyledi. Afganistan İslam Emirliğinde muzaffer olduk. Allah-u Teala Gazze'deki kardeşlerimize, Hamas'a da bunu nasip ve müyesser eylesin bu izzeti. En kısa zamanda onlara da nasip eylesin ve bize de o mukaddes toprakları ziyaret etmeyi özgürleştirilmiş bir şekilde tabii ki ziyaret etmeyi nasip etsin. İnşallah Müslümanların hepsi oranın özgürlüğünü görecek ve o şekilde bizler de orayı ziyaret edeceğiz. Şunu söylemek isterim ki, Afganistan İslam Emirliği yeryüzünde mücadele eden bütün mücahidlerin dostudur. Özellikle de Gazze'deki mücahitlerin dostudur. Onların yanındadır. Allah-u Teala bu dünyada da öbür dünyada da onları muzaffer eylesin, onlara güzellikler nasip eylesin. Ve şu an aktif olarak cihat eden kardeşlerime Allah-u Teala selametler versin. En yakın zamanda zaferler nasip eylesin. Allah'ın selamı hepinizin üzerinde olsun inşallah."