Bu savaş değil, soykırım!...

Abone Ol

Basın yayında ve sosyal medyada hep bir savaştan bahsediyoruz veya bunun algısı altında işgalci israil ile Gazze savaşı diye yaşanan soykırımı adlandırıyoruz. Bir kavram kargaşası yaşıyoruz. Savaş ile soykırımı karıştırıyor, zulmü basite indirgiyoruz. Savaş, “devletlerin, aralarındaki ekonomik ve siyasal anlaşmazlıklar vb. nedenlerle siyasal ilişkilerini keserek birbirlerine karşı ordularıyla giriştikleri silahlı eylem” diye tanımlanmaktadır.

İşgalci israil, bu vasfı taşıyan özelliklere sahip olsa da HAMAS düzenli bir orduya sahip olmadığı gibi devlet muamelesi de görmeyen paramiliter bir direniş gücüdür. Halkı adına yüzyıllık bir zulme karşı onurlu bir direnişin adıdır.

Soykırımın olduğu alana baktığımızda ise öldürülenler, direniş gücü dışında çoğunlukla çocuk, kadın ve masum sivillerdir. Çadırlara saldıran, bombaları masum insanların üzerine yağdıran, çocukları başlarından hedef alan, kadınları bilhassa öldüren, hayvanlarına varıncaya dek Gazze’de bulunan tüm canlıların adeta soylarını kurutmakla kendini mamur gören bu siyonist zihniyet savaşmıyor, soykırım yapıyor.

Savaş iki denk veya muadil güç arasında gerçekleşen bir eylemken, masum çocuk ve halkın üzerine gece gündüz bomba yağdırmak değildir. Şayet direnişin de bir uçağı Gazze semasında havalanmış olsaydı siyonist rejim, bu pervasızlığı yapar mıydı? Bir Müslüman ülkenin dahi uçağı havalansaydı fıtratlarındaki korkaklık ve çığlıklar dünyayı sarardı. Bu zihniyetin masum ve savunmasızlara karşı soykırımcı olması fıtridir.

Bu nedenlerden ötürü bu yaşananlar bir savaş değil, bir soykırımdır. Dağı, taşı ve saklanacak bir yeri olmayan dümdüz bir alanda yani Gazze’de ulu orta yaşamaya çalışan bir halkı bombalamak, soykırım uygulamak savaş değildir. Yerle yeksan edilmiş harabelere bile girmeye cesaret etmeyen korkusuz korkaklar, karşılarındaki hayalet direnişçilerden dahi korkmakta, gündüzleri topluca geceleri de havadan uçaklarla soykırım uygulamaktadırlar.

Savaşın da bir adabı vardı, savaşmanın da… Lakin Amerika’nın semirtip beslediği, Avrupa’nın sırtını sıvazladığı işgalci israil, ila nihaye bu soykırıma devam edemez. Haçlılar ne yaptı? Lenin, Stalin onca kavmi soykırıma uğrattı, sürgün etti de ne oldu? Hangi kavim veya hangi din mensupları silindiler yeryüzünden? Cengiz ve Hülagü neyi silebildiler coğrafyamızdan? Endülüs zulmü hangi kimliği silebildi? Hiç biri amaçladığınız iddiayı kazanamadı. Boşa kürek çekenler, yele karşı kürek çekenlerdir. Tarih şahit olduğu onca zulmü/soykırımı kaydederken sizi de soykırımınızı da kaydedecektir. İnsanlık, bugünden sonra sizi hiçbir zaman masum görmeyecek, soykırımın kitabını yazanlar olarak anacaktır. Hem şimdiki hem gelecekteki nesiller buna şahittir. Zalimsiniz, soykırımcısınız, tarihin ve insanlığın şahitliği altındasınız.