Açıklamada, katliamın resmi kaynaklarda dahi yer bulduğu hatırlatılarak, devlete tarihî sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yapıldı.
Açıklamada, katliamın dönemin 8692 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla başlatılan bir askeri operasyonla gerçekleştiği, Ferik Salih Omurtak komutasındaki 9. Kolordu’nun sivil halkı hedef aldığı ve köylerin yakıldığı vurgulandı. 16 Temmuz 1930 tarihli Cumhuriyet gazetesine atıfla, “Zîlan Deresi ağzına kadar ceset dolmuştur” manşeti hatırlatıldı.
HÜDA PAR, Zîlan’ın sadece bir isyan bastırma girişimi olmadığını, 1925 sonrasında başlatılan inkâr ve asimilasyon politikalarının kanlı bir parçası olduğunu ifade etti. Açıklamada, Lozan sonrası Kürtlerin yok sayıldığı, 1924 Anayasası ile tekçi bir yapının tesis edildiği ve Şark Islahat Planı ile bölgesel baskının sistematik hale geldiği belirtildi.
“95 Yıl Geçti, Hâlâ Resmi Bir Özür Yok”
HÜDA PAR ayrıca , 95 yıl geçmesine rağmen, katliamla ilgili hiçbir resmi özür dilenmediğini, mağdurların mallarının iade edilmediğini,
arşivlerin açılmadığını ve hukuki yolların sonuçsuz bırakıldığını vurguladı.
Devlete Dört Maddelik Çağrı
HÜDA PAR, barış ve huzurun ancak tarihî adaletin sağlanmasıyla mümkün olabileceğini belirterek şu çağrılarda bulundu:
Zîlan Katliamı başta olmak üzere, 1925-1950 döneminde yaşanan tüm hukuk dışı uygulamalar açıklığa kavuşturulmalıdır.
Devlet, Zîlan Katliamı ile yüzleşmeli, mağdurlardan resmî olarak özür dilemeli ve hakların iadesi yönünde adımlar atmalıdır.
Cezasızlık zırhı kaldırılmalı, bu tür olayları planlayan zihniyetle yüzleşilmelidir.
Arşivler açılmalı, hakikat komisyonları kurulmalı ve tarihsel adalet sağlanmalıdır.
Açıklamada ayrıca, ''Zîlan’da hayatını yitiren tüm mazlumları rahmetle anıyor; insanlık vicdanı ve adalet adına, devlet yetkililerini bu tarihî sorumlulukla yüzleşmeye davet ediyoruz.'' denildi.




