Avrupalı Avukatlar da Şaşkın
Güvenlik kuvvetlerinin içine sinmiş Elazığ İhya-Der davasında verilen akıl almaz karar hukukçuları da şaşırtıyor. Dava avukatlarından Mahmut Şahin, sistemin kendisi gibi düşünmeyeni cezalandırdığını belirterek, verilen cezanın aslında düşünceye verildiğini söyledi
İbrahim Toprak / Doğruhaber
Yargıtay 9. dairesinin İhya-Der’le ilgili vermiş olduğu karara tepki gösteren dava avukatlarından Mahmut Şahin, sistemin kendisi gibi düşünmeyen kişi ve sivil toplum örgütlerini cezalandırdığını belirterek verilen cezanın aslında düşünceye verilmiş bir ceza olduğunu söyledi.
Şahin verilen cezanın temel anlayışını söyle anlattı: “Bu cezanın temeline baktığınızda kimse İhya-Der’in bir sivil toplum kuruluşu olduğu, yaptığı faaliyetlerin yasal olduğu konusunda bir olumsuz tavır sergilemiyor. Ancak verilen cezanın arka planında bir niyet sorgulama bir düşünce sorgulaması var. Yani verilen ceza, farlı düşünmeye verilmiştir. Bu ceza bir düşünme suçu cezasıdır. Birileri kalkıp şunu sorabilir, ‘Neden başka bir dernek değil de İhya-Der’e ceza veriliyor?’ Bu sorunun cevabı çok basit. Sistem bugün tektipçi bir sivil toplum örgütlenmesi istiyor. Bugün binlerce vakıf, dernek var. Bunlar kendi çaplarında bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ama mevcut sistemin öngördüğü düşünce anlayışının dışına çıkmadan bunları yapıyor. Böyle olunca da herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmıyor. Ne zamanki bu anlayışın dışına çıktınız, sistemi sorgulamaya başladınız o zaman başınıza her şey gelebilir.”
SİSTEM KENDİSİ GİBİ DÜŞÜNMEYENİ İSTEMİYOR
Uyum yasaları çerçevesinde Türkiye’de iyileştirmelerin olduğunu fakat sistemin hala resmi ideolojinin bu iyileşmeleri kabul etmediğini anlattı. Şahin, “Bu operasyonun hukuki süreci her ne kadar Avrupa Birliğine uyum yasaları yapılıyor olsa da aslında sistem kendisinden bağımsız, resmi ideolojinin dışında düşünen bir sivil toplum örgütü istemiyor. Aslında temel hazımsızlık bundan geliyor. Bunu sorgulamak lazım. Devlet esasen Avrupa Birliği uyum yasaları kapsamında bir sivilleşme istiyor mu, tabiî ki istemiyor. Hala bu safhaya gelmiş değil. Her ne kadar Türkiye’de bazı iyileştirmeler olsa da, ruh hali olarak böyle bir durum söz konusu” diye konuştu.
MAHKEMELER HUKUK TANIMIYOR
Görevi hukuku uygulamak olan mahkemelerin siyasi dosyalarda hukuk tanımadığının altını çizen Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: “İşin hukuki boyutuna bakıldığında da özel mahkemelerin kendisinden kaynaklanan bir problem var. Sadece bizim dosya için değil, mesela siyasi dosyaların hemen hepsinde sorun var. Bu dosyalarda mahkemelerin hukuku takmadıkları çok açıktır. Verilen cezalara baktığımızda da Yargıtay 9. Ceza Mahkemesinin dosyayı okumadan karar verdiğini görüyoruz. Yerel mahkemenin verdiği kararı aynen onaylamış.”
AVRUPALI AVUKATLAR ŞAŞKIN
Dava dosyasının trajikomik bir içeriğinin olduğunu söyleyen Şahin, dosyayı inceleyen Avrupalı meslektaşlarının hayretler içerisinde kaldıklarını ifade etti. Şahin, “Şu anda bu dosyadan dolayı yurt dışında olanlar var. Değişik ülkelere iltica edip hukuki süreci iltica ettikleri yerden takip ediyorlar. İltica ettikleri ülkenin kendilerine tayin etmiş olduğu avukatlarla görüştüm. Onlar da dosyayı incelemişler ve bana dosyayla ilgili sorular sordular. Dosyayı incelediklerinde çok şaşırdıklarını ve şimdiye kadar böyle bir dosya görmediklerini söylediler. Daha önce gördükleri dosyalarda açık suç olduğunu, silahlı eyleme kadar varan durumların söz konusu olduğunu belirttiler. Ancak İhya-Der dosyasının diğer dosyalardan çok farklı olduğunu hayretle ifade ettiler. Çünkü suç olarak isnat edilen şeylerin tamamının yasal faaliyetler olduğunu belirttiler. Ben de yasal süreci kendilerine anlattım” dedi.