Şehit Ubeydullah Durna Dosyası Rafa Kaldırıldı
Alçakça bir saldırıyla hayatını kaybeden Şehit Ubeydullah Durna`nın şehadetinin ardından tam 493 gün geçti, failler hala yakalanmadı. Polisin ve kameraların gözleri önünde gerçekleştirilen cinayet faili meçhul mü kalacak?
Emrah Tel / Doğruhaber
Pkk sempatizanları 5 Mayıs 2011 günü farklı bahanelerle Yüksekova’da kepenk kapatma eylemi gerçekleştirerek Yüksekova’yı savaş alanına çevirdi. Yapılan her eylem sonrası bölgedeki İslamî kurum ve kuruluşları hedef alan Pkk sempatizanları daha öncesinde de defalarca molotoflu saldırı gerçekleştirdikleri Mustazaf-Der Yüksekova Şubesine o gün de saldırdı.
Pkk sempatizanları 5 Mayıs 2011 günü farklı bahanelerle Yüksekova’da kepenk kapatma eylemi gerçekleştirerek Yüksekova’yı savaş alanına çevirdi. Yapılan her eylem sonrası bölgedeki İslamî kurum ve kuruluşları hedef alan Pkk sempatizanları daha öncesinde de defalarca molotoflu saldırı gerçekleştirdikleri Mustazaf-Der Yüksekova Şubesine o gün de saldırdı.
Polisin hiçbir müdahalesiyle karşılaşmayan saldırganlar, içerisinde dernek gönüllülerinin bulunduğu dernek çatısına çıkarak derneği ateşe vermeyi planladı. Bunu fark eden dernek gönüllüleri çatıya çıkarak kendi imkânlarıyla girişimi engelledi. Bu esnada çatıda bulunan Mustazaf-Der Yüksekova Şube Başkan Yardımcısı Ubeydullah Durna, dernek önünde toplanmış olan saldırganlar arasından sıkılan bir kurşunla vuruldu.
Arkadaşları tarafından hastaneye kaldırılan Durna, hayatını kaybetti. Yaşanan olayların tümü polisin gözleri önünde gerçekleşmesine rağmen polis hiçbir müdahalede bulunmadı.
Polisin gözleri önünde gerçekleşen cinayetten sonra faillerin yakalanması için ciddi anlamda hiçbir girişimde de bulunulmadı. “Faili meçhulleri aydınlatacağız” söylemini kullanan hükümet, kendi döneminde yaşanan bu menfur olayla ilgili hiçbir açıklamada bulunmadı.
DOSYA RAFA KALDIRILDI
Durna cinayetinin siyasi bir cinayet olduğunu ve muhakkak aydınlatılması gerektiğini dile getiren dosya avukatlarından Avukat Mehmet Mehdi Oğuz, “Ubeydullah Durna’nın dosyası Van Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmişti. Biz de kendileri ile bu konuda görüştük, bu cinayetin aydınlatılmamasının cinayeti işleyenlere bir cesaret vereceğini, bu tür cinayetlere yol açabileceğini ifade ettik.
Bu talebimiz doğrultusunda savcılık dosyayı incelemeye aldı ve dosya içerisinde bir mermi çekirdeğinin olduğunu fakat bu mermi çekirdeğinin balistik incelemesinin yapılmadığını tespit etti. Bu mermi çekirdeğinin hangi silahtan çıktığını, bu silahın daha önce başka olaylarda kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmışsa suçun kimler tarafından işlendiğinin tespit edilmesi, failin ortaya çıkarılmasında önemli deliller olabilirdi.
Bizim itirazımız üzerine bu çekirdek Ankara’ya gönderildi” Gelen raporda ise 2008 ile 2011 yılları arasında Hakkâri ve Yüksekova’da meydana gelen öldürme ve yaralama olaylarında kullanılan ve kayda geçen mermi çekirdeği ve kovan arşivinde yapılan kıyaslama sonucunda benzer herhangi bir mermi çekirdeğinin bulunmadığı ifade edilmiş.
Ayrıca Türkiye geneli yapılacak bir incelemenin de uzun süreceği için böyle bir inceleme yapılmadığı belirtilerek, ileride şüpheli bir kovan veya silah ele geçirildiği ve bu çekirdekle beraber gönderildiği takdirde yeniden inceleme yapılacağı anlatılmış” dedi.
493 GÜNDÜR FAİLİ MEÇHUL
Bu tür olayların sadece adli bir inceleme ile aydınlatılmasının çok zor bir ihtimal olduğunu ifade eden Oğuz; “Ancak hasbelkader eğer aynı silahın başka bir olayda kullanıldığı ortaya çıkarsa belki bir sonuca varılabilir ki bu da son derece küçük bir ihtimal.
Dolayısıyla bu tür önemlilik arz eden soruşturmaların arkasında siyasi bir iradenin olması ve bunun takip edilmesi gerekir. Ayrıca medyanın konular üzerinde durması da gerekir. Ama maalesef Türkiye’de medya mazlum ve mustazaflara yönelik saldırılarda son derece duyarsız davranıyor.
Başka saldırılarda hükümet yetkililerini, adli makamları sıkıştıracak yayınlar yapılıyor ve bu yapılan yayınlar sonucunda da çoğu zaman faillerin yakalandığını görüyoruz” şeklinde konuştu. Cinayetin polisin gözleri önünde gerçekleştiğini dile getiren Oğuz, “Hakkâri’de gecenin bir vaktinde belki de kimsesin göremeyeceği bir yerde şehit edilen Aziz Tan Hoca’nın failleri altı gün gibi kısa bir sürede yakalandı.
Ubeydullah Durna’nın failleri ise güpegündüz, polis kameralarının olduğu, birçok tanığın olabileceği bir ortamda işlendi. Fakat maalesef aradan yaklaşık 493 gün geçmesine rağmen hiçbir ilerleme yok. Yani dosya rafa kaldırılmış durumda. Taleplerimiz olduğu halde dosyanın yüzü dahi açılmıyor. Burada ciddi bir duyarsızlık var” ifadelerini kullandı.
HÜKÜMET SAMİMİ DEĞİL
Hükümetin son dönemlerde özellikle doksan ve iki binli yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması konusunu gündemde tutuğunu hatırlatan Oğuz, “O dönemlerde gerek Jandarma içerisinde gerekse Emniyet içerisinde örgütlenmiş karanlık güçlerin terör örgütleriyle işbirliği içerisinde yapmış oldukları cinayetlerin aydınlatılması mümkün. Devlet elindeki arşivler, Mit ve Jandarma arşivleri incelendiğinde birçok faili meçhul aydınlatılır.
Eğer hükümet gerçekten de geçmişte yapılan bu faili meçhulleri aydınlatma konusunda samimi ise öncelikle kendi döneminde ve çok yakın bir tarihte ve gözler önünde işlenen bir cinayetin faillerini bulması gerekir. Bunları aydınlatmadığı takdirde geçmişe yönelik söylemlerinde çok inandırıcı olmayacak. İnanıyoruz ki hükümet bu konuda bir adım dahi atsa Durna’nın failleri çok kısa sürede ortaya çıkar.
Ama bu konuda hükümet İslami kesime yönelik yapılan bu saldırıların aydınlatılması konusunun çok da gündeme getirilmesini istemiyor ve hükümeti bu konuda samimi bulmuyorum” şeklinde konuştu.
YETKİLİLER TEK BİR AÇIKLAMA DAHİ YAPMADI
Olayın sıradan bir olay olmadığı halde hükümet tarafından hiçbir açıklamanın yapılmadığına dikkat çeken Oğuz, “O dönemlerde Mustazaf-Der Şube Başkan Yardımcısı olan Ubeydullah Durna’nın şehit edilmesi açıkçası sıradan bir olay değildi.
Hükümet yetkilileri Türkiye’nin birçok yerinde belki toplumsal açıdan bu kadar öneme sahip olmayan birçok kişinin terör örgütü tarafından öldürülmesini çok gündeme almalarına, taziye mesajı yayınlama ve taziyelerine gitmelerine rağmen Ubeydullah Durna gibi gerçekten de son derece önemli siyasi bir cinayet hakkında tek bir açıklama yapmamaları son derece manidar” ifadelerini kullandı.
FAİLLER BELLİ AMA…
Oğuz sözlerini şöyle sürdürdü, “Durna cinayetinden sonra birkaç kişi gözaltına alınmıştı bu konuda da savcılıkla görüştük. Savcılık bize o gün gözaltına alınanların Durna olayıyla bağlantılı olmadığını ve bu konuya ilişkin hiçbir delil elde edilemediğini belirtti.
Biz de Yüksekova’da öldürülen uzman çavuşlarla ilgili bir dosyada Ubeydullah Durna’nın faillerine ilişkin bir bilginin olduğunu onların faillerinin de o dosyada olduğunu kendilerine arz ettik ama savcılık bu dosyada konu ile ilgili herhangi bir tespitin yapılamadığını beyan etti. Dolayısıyla bu dosyadan da bir netice alınamadı.”