Hizbullah Sanıklarına Hukuksuzluklar Zinciri
İstanbul 14. Ağır Ceza Hâkimi, on bir yıldır karara bağlanamayan bir mahkeme dosyasındaki sanıkların CMK 102`den yararlanmaması için avukatın son savunmasını dahi almadan ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi. Avukat hakkında da &`;Bu tür davalara hep sen giriyorsun” diyerek soruşturma başlattı
Yasir Çelik / İstanbul
Hizbullah sanıkları Bülent Şakar ve Orhan Eren on bir yıldır cezaevinde. Suç işlediklerine dair kesin deliller olmadığı için mahkemeleri on bir yıl sürdü. Son mahkemeleri 11 Haziran 2012’de görüldü. Suç işlediklerine dair delil yetersizliğinden on bir yıl süren dava da sanıklar, Ceza Mahkemeleri Kanunu’nun 102 maddesinde yapılan ve uzun yargılamaları sınırlayan değişiklikle tahliye olmaları gerekiyordu. Ancak 14. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Mustafa Eryılmaz sanıkların tahliye olmaması için büyük bir gayret sarf etti. Barodan avukat talep eden Orhan Eren’in bu talebini kabul etmeyerek ve sanık avukatının son savunmasını dahi almadan davayı sonuca bağladı. Çıkan kararda Bülent Şakar, Orhan Eren ve firari sanık Mehmet Cankidi’ne ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi.
HUKUKSUZLUKLAR BİRBİRİNİ KOVALADI
Son duruşma öncesi sanık avukatı Murat Sadak, mahkemeye dilekçe göndererek reddi hâkim talebinde bulundu. Ancak mahkeme hâkimi, reddi hâkim talebini reddederek hem bir keyfi uygulamaya hem de reddi hâkim talebinin reddini zorla stajyer avukata imzalatarak başka bir hukuksuzluğa imza attı. Oysa Avukatlık Kanunu’na göre stajyer avukatın tebliğ alma yetkisi yok.
AVUKATA SORUŞTURMA
Reddi hâkim ve Baro avukatı taleplerini reddeden mahkeme hâkimi “Her ne pahasına olursa olsun ceza vereceğim” mantığıyla hareket ederek avukat hakkında niyet okuma yoluna gitti. 11 yıldır devam eden ve sonuca bağlanamayan davaya son bir yıldır müdahil olan Sanık Avukatı Murat Sadak’ın reddi hâkim talebini; “Görevini kötüye kullanma” olarak değerlendiren hâkim, avukat hakkında da soruşturma başlatarak, Baroya şikâyet etti.
GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANAN KİM?
Sonuç olarak mahkeme hâkimi avukatın esas hakkında savunmasını almadan, davanın genişletilmesi için tahkikat taleplerinin kabul ya da reddine dair karar verilmeden ve tutukluluk halinin devamına yapılan itirazlar dahi neticelenmeden dava hakkında hüküm verdi. Hem de CMK 102. Maddesi gereğince tahliye olması gereken sanıklar ile ilgili verilen tüm tahliye taleplerine rağmen. Yaşanan bu hukuksuzluğa Adalet Bakanlığı’nın ne cevap vereceği de merak konusu oldu. Ayrıca söz konusu hâkimin davadan iki gün sonra Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yaz kararnamesiyle Bakırköy Adliyesine tayin edilmesi ise dikkat çekti.