• DOLAR 32.382
  • EURO 34.996
  • ALTIN 2325.62
  • ...

Şanlıurfa`da hazine arazileriyle ilgili farklı sorunlar gündeme gelmeye devam ediyor. Onlarca köye hitap eden mera alanın şimdilerde özel bir çimento fabrikasına verilmek istenmesi halkın tepkisine neden oluyor.

Geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa`ya gelen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik`in bölgede hayvancılığın gelişmesi için mera alanlarının öncelikle hayvancılık yapan şahıslara verileceği yönündeki sözlerine rağmen onlarca köyün hayvancılık alanı olan mera için hazırlanan ÇED raporunun onaydan geçmesi köylüleri tedirgin ediyor.

7 Ocak 2016 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Şanlıurfa Valiliği ve özel şirket yetkililerinin çevredeki köylülerle bir toplantı gerçekleştirdiğini ileri süren köylüler, toplantıda köylülerin bu projeye karşı çıkmasına rağmen bu arazi ile ilgili çıkarılan ÇED raporunun onaylandığını söylediler.

Merkez Karaköprü ilçesine bağlı Kırkpınar, Tülmen, Aşağıisaveren, Esenkuyu, Kurukezan, Mustafacık, Yarımtepe, Kalecik, Günışık mahallelerine ait yaklaşık 4 bin dönüm mera arazisinin özel bir şirkete verilecek olmasına tepki gösteren köylüler, bu projenin çevredeki tarım ve hayvancılığı bitireceğini söyledi.

Çevresindeki onlarca köye hitap eden meralarına sahip çıkacaklarını belirten Kırkpınar Mahalle Muhtarı Mehmet Parmaksız, bir şirketin menfaati için bu kadar insanın mağdur edilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.

Hayvancılık bittikten sonra köylüler ne yapacak

Söz konusu meranın hayvancılığın yanında onlarca köyün su ihtiyacını da karşıladığını hatırlatan Parmaksız, “Buradaki meramız sadece Kırkpınar Mahallesine hitap etmiyor. Nereden bakarsanız bu meramızdaki pınarlar, 10 köye hitap ediyor. Yani bu meramız 10 köyün su kaynağıdır. Dolayısıyla bütün pınarlarımız bu meradan geliyor. Bu sular ise hem köylünün hem de hayvanların ihtiyacını karşılıyor. Köyümüzde hayvan olmadığı takdirde köylüler ne yapacak. Köyümüzde 50 hane hayvancılıkla geçimini sağlıyor. Korukezen köyünde 20-30 hane hayvancılıkla geçimini yapıyor.  Bu insanların elinden merası gittiği takdirde kendileri nereye gidecek. 2 yıldan beri Orman Müdürlüğüne vermek istiyordum ama bir türlü Tarım Bakanlığından geçmedi. Meramızın elimizden gitmemesi için çok dilekçe verdik, çevre köylüler olarak buna tepkimizi koyduk. Bu mera çevrenin hayatıdır. Bundan dolayı kesinlikle meramızı kimseye kaptırmayacağız. LİMAK A.Ş`ye bir şey kazandırmak için binlerce kişi mağdur olacak. Köylüler olarak buna direnecek ve elimizden geleni yapacağız.” diye konuştu.

Çimento fabrikası nedeniyle oluşacak toz fıstık ağaçlarını da etkileyecek

Çevre köylerdeki halkın çoğunluğunun geçimini hayvancılıkla sağladığını bu yüzden bu meranın çimento fabrikasına verilmesi durumunda bölgedeki hayvancılığın çok büyük zarar göreceğini ifade eden Tülmen Mahalle Muhtarı Bakır Rastgeldi de sıkıntılarını şöyle dile getirdi:

“LİMAK A.Ş`nin bu dağı alması söz konusudur. Bölge halkı olarak bu meramızı kimseye vermeye niyetimiz yok. Eğer meramız kullanıma açılırsa çevredeki 10 köyü etkileyecek bir sıkıntı yaratır. Neden derseniz, fıstık üretiminde fıstık ağaçları tozları sevmeyen bitkidir. Eğer tozlanma olursa ağaçlarımıza büyük zarar verir. Ekolojik olarak dengemizi bozar. Hem hava akımını hem su ihtiyacımızı hem de farklı konularda ziraat mühendislerimiz, Tarım İl Müdürlüğümüz buranın incelemesini yaparlarsa büyük bir zarar oluşacağını tespit ederler. Bu konuda toplum bu kadar zarar göreceksek yetkililer buna izin vermeyecektir. Bu şekilde temenni ediyoruz. Bu meranın yok olması hayvancılığı büyük ölçüde zaten etkileyecek yani her yönüyle bizi etkileyecek. Hayvancılık giderse hayvancılık yapan aileleri olumsuz etkileyecek. Zaten Şanlıurfa merkeze doğru bir göç var. Bu şekilde daha fazla göç başlayacaktır. Köyde yaşamımızı sürdürmemiz lazımdır. Köylü olmazsa şehirli ne yapacak? Bunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Yetkililerimizden rica ediyoruz bu konuda gereken gayreti gösterip bu şekilde bir işlemin olmamasını talep ediyoruz.”

“Köylüler buradan göç ederse çoluk-çocuk ne yapacak”

Hazine arazilerinin son dönemde bölgede çok büyük sorunlar oluşturduğunu dikkat çeken Korukezen Mahallesi ikinci azası İbrahim Çoban, geçtiğimiz günlerde yaşanan köylüler arasında hazine arazisi yüzünden çıkan kavganın bunun bir örneği olduğunu söyledi.

Çoban, “Köylü olarak rahatsız olmaktayız. Bu şekilde hayvancık bitirilerek köylü mağdur edilecektir. Bakanlarımız, milletvekillerimiz buna engel olsunlar. Köylüler buradan göç ederse çoluk-çocuk ne yapacak. Hayvancılık bittikten sonra köy halkı burada ne yapacak. Bunun yanında fıstık ağaçlarımız toz-duman içinde heba olur. Çünkü fıstık ağaçları toz-dumana dayanamaz. Bundan dolayı Esemkulu, Tülmen, Kurukezen, Kırkpınar, Yarımtepe, Mustafacık, Kalecik köyleri yok olmaktadır. Bundan dolayı büyüklerimizden rica ediyoruz, derhal engellesinler. Bugün Gölpınar`da yaptıklarını görmüyorlar mı? Göz önünde bulundurmuyorlar mı? Neden bu vatandaşlarımızı mağdur etmekteler. Bırakın köylü kendi hayvancılığıyla uğraşsın. Neden ekmek teknemizi elimizden alıyorsunuz?” şeklinde konuştu.

Bu proje insanlar için büyük sıkıntılar doğuracaktır

Çevre halkın bu meranın çimento fabrikasına verilmesinden yana olmadığını defalarca birçok resmi kuruma dilekçe ile bildirdikleri halde dilekçelerine herhangi bir cevabın bile verilmediğini ifade eden Karaköprü Muhtarlar Derneği Başkanı ve Kurukezan Mahalle Muhtarı Mehmet Çiftçi yetkilileri göreve çağırarak şunları söyledi:

“LİMAK A.Ş ile bizim de mera konusunda sıkıntımız var. Tarım İl Müdürlüğüne, Valiliğe ve Karaköprü Kaymakamlığına geçen sene 7 Ocak`ta dilekçe vermemize rağmen henüz bir cevap alamadık. Bundan dolayı çok üzgünüz. Aşağı yukarı bir yıldan beridir cevap verilmediği için bunlar hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Geçen hafta da aynı dilekçeyi bakan Faruk Çelik`e verdim. O da takip edeceğini söyledi ama henüz bir cevap gelmedi. Olay bu şekilde devam ediyor. Kırkpınar ile birlikte 4 bin 300 dönüm arazimiz var. Bu arsamızı alıp kil ocağını açacaklar. Toprak ve çimento işlerini yapacaklar. Bölgede büyük bir sıkıntı var. Bu şekilde fıstık ağaçlarımızda sıkıntı olacak, hayvancılıkta sıkıntı olacak, su depomuz gidecek yani insanlar için büyük sıkıntılar doğuracaktır.”

Söz konusu merada hayvancılık yaparak geçimlerini sağladıklarını ifade eden Kurukezen köy sakinlerinden Mustafa Çiftçi, bu meranın elden çıkması durumunda köyden şehre taşınmak zorunda kalacağını bunun da birçok sorunu beraberinde getireceğini söyledi.

Aynı meranın ormanlık alan olması için Orman Müdürlüğüne başvuru yaptıkları halde bu meranın ormanlık yapılmayacağının kendilerine iletildiğini belirten Kırkpınar Mahallesi ikinci azası İhsan Aslan ise buna karşılık aynı meranın bir şirkete verilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. (Osman Gülebak-Ramazan Casuk-İLKHA)