• DOLAR 32.599
  • EURO 34.803
  • ALTIN 2509.766
  • ...
Mavi Marmara Şehit Aileleri ve Gazileri:  BU ANLAŞMA  YÜREĞİMİZİ YAKTI
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Enes Durmaz - İSTANBUL

Dünyanın ortak vicdanı olmak adına, Gazze`ye insani yardım götürmek için yola çıkan Mavi Marmara Gemisine, işgalci israil`in düzenlediği saldırının üzerinden 6 yıl geçti. 31 Mayıs 2010`da, Siyonist İsrail`in uluslararası sularda gerçekleştirdiği saldırıda 10 insani yardım gönüllüsü şehit olurken, 56 kişi hayati risk oluşturacak derecede yaralandı. 100`ün üzerinde ateşli silah ve diğer türlü yaralanmalar oldu. Bu saldırının sonrasında Türkiye ve israil arasında çeşitli görüşmeler oldu. Şehit yakınları ve gazilerin en büyük isteği, bu görüşmelerden çıkacak sonucun Filistin`deki israil ambargosunun kaldırılmasıydı. Ancak geldiğimiz noktada Türkiye ve israil arasında varılan anlaşma maddelerinde ambargo ile ilgili bir madde yer almazken, bu vahşi katliamın bedeli sadece ‘bağış` olarak nitelenen tazminat ile sonuçlandı. Türkiye ve israil`in bu maddeler üzerinde anlaşmasına büyük tepki gösteren şehit yakınları ve gaziler bu anlaşma maddelerinin yüreklerini yaktığını dile getirdi.

‘TÜRKİYE İSRAİL ZULMÜNE KARŞI DİK DURDU`

Mavi Marmara davası avukatlarından Cihad Gökdemir, şehit İbrahim Bilgen`in oğlu Yusuf Bilgen ve Mavi Marmara gazisi Fikri Karavil`le bu konuyu konuştuk. Mavi Marmara Gemisi`nin ablukayı delip, Gazze`ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıktığını belirten dava avukatlarından Av. Cihad Gökdemir şunları kaydetti; “Mavi Marmara Gazze`de ki insanlık dışı duruma karşı bir yardım organizasyonuydu. Altı senedir Türkiye hem hükümetiyle, hem siyasi partileriyle, muhalefetiyle, toplumuyla Mavi Marmara`ya yapılan baskındaki İsrail`in zulmüne karşı dik durdu. Bu dik duruşta asla geri adım atılmadığı gibi, hukuki olarak da insanlar mahkemelerde haklarını aramaya başladılar. Ancak israil bu davalar ilk açıldığında, birer tiyatro olduğu, bu davalardan asla bir sonuç alınamayacağı gibi şeyler söyledi. Biz de bu davaları İsrail`in çok önemsediğini ve bunlar üzerinden Türkiye`yle anlaşıp, bu davaların kaldırılması, düşürülmesi, amacıyla anlaşmak istediğini her platformda vurguladık.”

‘İSRAİL, TÜRKİYE`Yİ SİYASİ VE HUKUKİ OLARAK, KUŞATMAYA BAŞLADI`

‘Türkiye`de bazı diplomat ve bürokratların bu davaları İsrail`le yapılan hukuki süreci boşa düşürmek için bazı adımlar attığına şahit olduk.` diyen Gökdemir; “BM İnsan Hakları Komisyonu tarafından hazırlanmış bir rapor vardı. Bu rapor da İsrail`in işlemiş olduğu suçlar tek tek sayılıyordu. Şimdiye kadar BM İnsan Hakları Komisyonu`nun hazırlamış olduğu en önemli raporlardan birisiydi. Bu rapor Cenevre`de ki BM kuruluşlarında kabul edildi. New York`a geleceği sırada yine Türkiye`den bazı bürokratların diplomatların devreye girmesiyle, Palmer Paneli gibi siyasi bir panel organize edildi. Hatırlarsanız o panelin sonucunda, hem o zaman ki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, o dönem ki Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan, hem Dışişleri Bakanı o dönem ki Ahmet Davutoğlu, Palmer Paneli`nin sonuçlarını asla kabul etmediklerini beyan ettiler. Çünkü o Palmer Paneli, Türkiye`ye hukuken atılmış bir goldü. Zira BM tarafından hazırlanmış olan Mavi Marmara raporu Türkiye`nin elini güçlendiren bir raporken, bu raporu auta atmak üzere hazırlanmış bir tezgâhtı. Maalesef biz bu tezgâha düştük. O rapordan sonra İsrail Türkiye`yi yavaş yavaş siyasi olarak, hukuki olarak, kuşatmaya başladı. Biliyorsunuz peşinden Gezi süreçleri, 17-25 Aralık süreçleri, PKK`nın yaptığı baskınlar. Bunların tamamının içinde İsrail`in parmağının olmadığını düşünmek mümkün değil. Suriye`de hakeza. İsrail Türkiye`yi yavaş yavaş kuşattı ve Türkiye, Ortadoğu`da içinden çıkılmaz bir hale geldikten sonra, mecburen böyle bir anlaşmayı yapmak zorunda kaldı.” ifadelerini kullandı.

‘CEZA DAVALARININ DÜŞMESİ, HUKUKEN MÜMKÜN DEĞİL`

Türkiye`nin severek, oynayarak böyle bir anlaşmayı imzalamadığını söyleyen Gökdemir; “Çünkü altı yıl boyunca bizim kendileriyle yaptığımız görüşmelerin tamamında, bize nasıl iyi niyetli destek olduklarını biliyoruz. Sonuna kadar destek oldular. Ama şimdi böyle bir anlaşma ortaya çıktı. Anlaşmada şunu görüyoruz ki altı maddelik anlaşmanın tamamında, ne özür beyanı, ne ablukanın, ambargonun kaldırılması veya gevşetilmesi ne de Türkiye`yle, İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesine dair hiçbir madde yok. Tamamen Türkiye`de devam eden davaların düşürülmesine yönelik bir anlaşma. İsrail`in bu davaları ne kadar önemsediğini, ne kadar sıkışmış olduğunu gösteren bir anlaşma.” dedi. Gökdemir; “Biz anlaşmadan önce de, bu anlaşmanın davalara dönük olduğunu duyduğumuzda, Türkiye`de yetkilerle yaptığımız görüşmelerde hep söylüyorduk; ‘Bu davalara dokunmayın.` diye. ‘İsrail`le, Türkiye arasında herhangi bir normalleşme, bizi ilgilendiren bir şey değildir, bunu yapabilirsiniz. Bu iki ülke arasındaki ilişkileri ilgilendiren bir konudur. Buna biz karışmayız ama davalarımıza dokunmayın.` Bize söylenen de şuydu; ‘Burada kan sahibi olan sizlersiniz. Biz sizin davalarınızı düşürmek gibi bir niyette değiliz. Bu normalleşmeye ilişkin bir şeydir.` diyorlardı. Hukuken de bu bir gerçek. Zira Türkiye`de açılmış bir ceza davasının, iki ülkenin yaptığı anlaşmayla düşürülmesi, Türkiye`de ki mevzuata göre mümkün değil. Biz davalarımıza devam edeceğiz. Bu davaları, dediğimiz gibi hukuken düşürmeleri mümkün değil. Davalar düşmeyecek, devam edecek ancak davaları uzatma söz konusu olabilir. Duruşmaların aralarını uzun vadede vermeleri, söz konusu olabilir. Çıkan karara ilişkin, kararı etkisizleştirme söz konusu olabilir ama ceza davalarının düşmesi hukuken mümkün değil.” ifadelerini kullandı.

BİLGEN; ‘BU ANLAŞMA BİZİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTI`

Şehit İbrahim Bilgen`in oğlu Yusuf Bilgen, bu anlaşmanın kendilerini tatmin etmediğini söyleyerek, “Gazze`ye yardımların gidecek olması bizi tabi ki sevindiriyor, mutlu ediyor ama biz ablukanın kaldırılmasını beklerken böyle bir anlaşmayla karşılaşmak bizi hayal kırıklığına uğrattı. Ayrıca mahkemelerin düşürülüyor olması ayrıca bizi hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Türkiye çok avantajlı bir durumdayken yine İsrail masa başında bir nevi zafer kazandı.” dedi. Bilgen konuşmasının devamında; “Gazze`ye büyük bir saldırı yapıldı. Dileriz ki, bu kritik dönemde, bu Siyonistlerin, CIA`nın darbesinden yeni çıktığımız dönemde ve daha anlaşma imzalanır imzalanmaz İsrail nasıl bir anlayışta olduğunu göstererek Gazze`ye saldırı düzenledi. Bu vesileyle de umarız ki onaylamaz meclise geri gönderir. Bunu bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

KARAVİL; ‘ÊZ ÇI BÊJIM, DILÊMI DIŞEWITÊ`(Ne söyleyeyim ciğerim yanıyor)

Mavi Marmara gazilerinden Fikri Karavil ise, “Anlaşma yapılır yapılmaz, İsrail Gazze`yi bombalamaya başladı. Bu alçakların ipiyle hiç kuyuya inilir mi? Kadim düşmanlıklarımız var bunlarla, bunlarla aramıza kan girmiş. Türkiye`ye ne faydası var bu anlaşmanın? Gazze`ye ne faydası var? İsrail`in bekası için her taraftan saldırıyorlar. Buna rağmen hükümet kalkıyor, onlarla geçmişte söylemiş oldukları sözlere karşı çelişkiye düşüp, onlarla anlaşma yaptı. Bu katılımcıların, Sivil Toplum Kuruluşları`nın, aktivistlerin hiçbirinin görüşü alınmadı. Müşteki bunlardır. Zarara uğrayan bunlardır. Cumhurbaşkanı, başbakanlık döneminde sürekli söylüyordu, diyordu; ‘Ben kişisel haklara karışmayacağım. Onlar kendi haklarını savunmada serbesttirler.` Niye böyle yaptılar anlamış değilim.” şeklinde konuştu. ‘Şehit ailelerinin ve gazilerin tamamının kalbi kırılmıştır` diye konuşan Karavil; “Çünkü katılanların hiçbirinin hedefi para değildir. Bu geminin yola çıkmasının sebebi var. Gazze`de ki ambargonun kaldırılması. Bırakın ambargonun kaldırılmasını, meclisten önceki gün yasa çıktı, hemen akşamında teşekkür mahiyetinde, Gazze`yi bombaladılar. Ez çı bejım dılemı dışevıte. Ben bu konuda konuşmama kararı almıştım ne olduğunu herkes çok iyi biliyor. İsrail`le ne kadar aran bozuk olsa, hem dünya saadetindir, hem ahiret saadetindir. Çünkü İsrail`le barış demek Müslümanların kanının sürekli bir şekilde akması demektir. O yüzden en azından barışık olunmasa böyle cüretkar bir şekilde adımlar atmayacaktır. İsrail`le anlaşmanın neyinden hayır bekliyoruz. Hiçbir şekilde hayır beklenmez. Onlar, Siyonistler yeryüzünü, fitne, fesada, kine, nefrete, düşmanlığa hizmet eden bir topluluktur.” dedi.

Bu haberler de ilginizi çekebilir