`Beraat ettiğim dosyadan kumpas sonucu müebbet verdiler`
Polisin kumpası sonucu 90`lı yıllarda gözaltına alınan Molla Mehmet Şerif Çelik, kendisine işkence yapan polislere dava açınca, beraat ettiği dosyasına ekleme yapılarak müebbet hapis cezası alması sağlandı.
Şırnak`ın İdil ilçesinde 1993 yılında imam-hatiplik yapan Molla Mehmet Şerif Çelik, ziyaret için geldiği Batman`da gözaltına alındıktan sonra işkenceler gördü ve nihayetinde tutuklanarak 5 yıl hapis yattı.
Molla Şerif işkenceci polislerden şikâyetçi olunca dosya tekrar açıldı ve beraat ettiği davadan, kumpas ile müebbet hapis cezası alması sağlandı.
Ailesiyle birlikte yıllardır mağdur olduğunu belirten Molla Şerif, mağduriyetinin giderilerek, yeniden yargılanmasını ve göreve iade edilmesini bekliyor.
Gözaltında ağır işkence görmesinin ardından, işkenceci polislerden davacı olmasının bedeli olarak beraat ettiği dosyadan, kumpas sonucu müebbet hapis cezasına çarptırıldığını belirten Molla Şerif, yaşadığı hukuksuzlukları İlke Haber Ajansı`na (İLKHA) anlattı.
Molla Şerif, kendisi ile ilgili hiçbir delil olmadığı halde, “Sanığın gözaltında dini terimler kullanması onun Hizbullah örgütüne üye olabileceğini düşündürüyor.” şeklinde akla ziyan tutuklama teskeresi ile tutuklandığını söyledi.
Mahkeme aşamasındaki hukuksuzluğu anlatan Molla Şerif, “1993/571 Nolu dosya ile Diyarbakır 3 Nolu DGM`de yargılanmam devam ederken 1997 de dayatma ile yargılandığım olayın faili Ö. yakalandı. Alınan ifadeler sonrası beraat ettim.” dedi.
“İşkenceciler hakkında suç duyurusunda bulundum ama…”
Batman Emniyetinde yapılan işkenceler ile ilgili 1994`ün sonunda Bingöl Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu anlatan Molla Şerif, “Batman Emniyetinde yapılan işkenceler ile ilgili 1994`ün sonunda Bingöl Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundum. Kısa bir zaman içinde iddiaların tespit edilmediği ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar tarafıma tebliğ edildi. O tarihten sonra Batman Emniyeti yakalandığım İpragaz (Petrol) Mahallesi`nde yakaladıkları kişilerden dilediklerinin ifadelerine benim adımı eklemek sureti ile beni cezalandırma yoluna gittiler.” diyerek yapılan kumpası anlattı.
“Beraat ettiğim davadan müebbet hapis ceza verdiler”
Beraat ettiği dosyadan ‘paralel devlet yapılanması`nın kumpası sonucu tekrar gözaltına alındığını ifade eden Molla Şerif, süreci şöyle anlattı: “20 Mart 2002`de Şırnak Emniyetinin paralel devlet yapılanmasının kumpasçı polisleri İmam Hatiplik görevini yaptığım İdil`den beni alıp Şırnak Emniyetine götürdüler. Aynı olay, aynı tanık, aynı ifade, aynı mahkeme 18 Aralık 1997`deki yüzleştirmeden sonra suçsuz olduğuma karar verdi ve beraat etim. 27 Ağustos 2003`teki yüzleştirmeden sonra beni ‘suçlu` bulup müebbet hapis ceza verdiler. Hiçbir şey farklı değilken bir heyet beraat veriyor, diğer heyet müebbet veriyor. Bunun mükerrer dava olduğu ve CMUK`un 253/3. Maddesine de aykırı olduğu açıktır. Yasaya dayanarak bana yapılan işkenceler sebebiyle polislere açtığım davanın mağduruyum. Yani sadece kanuni hakkımı kullanma talebinde bulunduğum için Ö.`nün ifadelerine ismim eklendi ve mahkeme heyeti de tüm bu çelişkilere rağmen sadece işkenceci polisleri memnun etmek için bana müebbet ceza verdi.” dedi.
“Paralelci polisler kurdukları kumpaslar ile bana iftira atmış, mahkemeyi yanıltarak aleyhimde karar verilmesini sağlamışladır”
Polisin hazırladığı ifade tutanağını işkence altında imzaladıktan sonra tutuklandığını belirten Molla Şerif, “Cezaevine geldiğimde Şırnak Emniyetinin 1995-2001 yılları arasında Batman`da yakalanan kişilerin ifadelerine ismimin sonradan, kumpasın bir ayağı olarak eklendiğini, bu sahtekârlık ile o ifadeleri ben vermişim gibi düzenlediklerini gördüm. Şırnak Emniyetinde benim adıma dosya oluşturan paralelci polisler, kurdukları kumpaslar ve evrakta yaptıkları sahtekârlıkla bana iftira atmış, mahkemeyi yalan yanlış beyanlarla yanıltarak aleyhimde karar verilmesini sağlamışladır.” diye belirtti.
Verilen haksız ceza karşısında kurumlar ve mahkemelere itiraz dilekçeleri verdiğini kaydeden Molla Şerif, ancak bunlardan bir sonuç alamadığını söyledi.
“Hakkımda daha dava açılmadan DİB işime son verdi”
Cezaevine konulduğunda daha dava bile açılmadan DİB tarafından işine de son verdiğini dile getiren Molla Şerif, yaşadığı hukuksuzluğun bir başka boyutuna dikkat çekerek şunları aktardı: “20 Mart 2002`de cezaevine gönderildiğimde Diyanet İşleri Başkanlığının bir müfettişi bulunduğum Bingöl Cezaevine gelerek benim ile görüştü. Elinde bir dosya ile gelen müfettiş, Şırnak Emniyetine giderek ifadelerimi aldığını söyledi. Elindeki ifadelerin bana ait olmadığını, o ifadelerin polis tarafından oluşturulduğunu, okumama müsaade edilmeden bana imzalandığını söyledim. Ancak formalite icabı beni görmeye gelen müfettişin gidişinden kısa bir zaman sonra, henüz yargılanmam dahi başlamadan önce 18 Haziran 2002`de DİB personeli Daire Başkanlığı ‘göreve son` konu başlıklı bir yazı gönderdi ve görevime son verildi. DİB`e yaptığım itiraz ise personeli olmadığım gerekçesi ile işleme bile alınmadı.”
“Paralelcilerin Yargıtay 9. Ceza Dairesini ele geçirdikleri yıllar sonra anlaşıldı”
Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanlığının mağduru olduğunu belirten Molla Şerif, şunları söyledi: “Yargıtay 9. Ceza Dairesi, İslami davadan kendilerine yapılan başvurularda menfi tavrı ile ün yapmıştır. Başvurular aleyhte ise onaylar, lehteki kararları da aleyhte karar vermesi için bozardı. Paralelcilerin Yargıtay 9. Ceza Dairesini ele geçirdikleri yıllar sonra anlaşılınca, fonksiyonu değiştirildi. Ancak yaptıkları hukuksuzluklar, yıllarca önlerine giden dosyaların mağdurları ise ne gündeme geldi ne de gündeme getirilmek istendi. Çünkü 9. Ceza Dairesinin fonksiyonu değiştirenler sadece kendilerine dokundu mu feryat edip bağırıyor, diğer mağduriyetleri ise ne duyanlar ve ne de onları duyacak istekleri olmadı. Üç defa itiraz dilekçe ve 10 Ekim 2008`de toplam dört defa Yargıtay Genel Ceza Kuruluna başvurmama rağmen, bana cevap dahi verilmedi.”
“Başbakanlık İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığına başvuruda bulundum ama hiçbir sonuç alamadım”
1 Ağustos 2005`te Başbakanlık İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığına yaşadığı hukuksuzluklarla ilgili 7 sayfalık bir dilekçeyle başvuruda bulunduğunu söyleyen Molla Şerif, “Başbakanlık İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığına bana karşı yapılan hukuksuzluklarla ilgili 7 sayfalık bir dilekçe ile başvuruda bulundum. Ancak hiçbir sonuç alamadım. Yine 7 Mart 2012`de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`a 4 sayfalık bir dilekçe ile yapılan hukuksuzlukları anlatan ve mahkemelerin kendilerine sunulan deliller, celselerde yapılan savunmaları değil de keyfi muameleler ile beni cezaevinde tuttuklarını izah ettiğim bir dilekçe gönderdim. Ancak bana herhangi bir cevap verilmedi.” ifadelerini kullandı.
Sonuç itibariyle yeniden yargılama için bireysel başvuruda bulunduğuna aktaran Molla Şerif, “7 Temmuz 2014`te yeniden yargılanma için Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesine, bireysel başvuru talebi ile topladığım tüm deliller ile beraber başvuruda bulundum. Anayasa Mahkemesi 2014/18965 bireysel başvurumu kayıt altına almış, ben de beklemekteyim.” dedi.
Molla Mehmet Şerif Çelik
Molla Mehmet Şerif Çelik, 1993 yılında 20 günlük evli iken Hizbullah Cemaati üyesi olmak suçlamasıyla tutuklandı. 5 sene cezaevinde kaldıktan sonra beraat etti, ancak beraat eder edilmez askere alındı. Teskere aldıktan sonra eski görev yeri olan Şırnak`ın İdil ilçesinde imamlık görevine başladı. İmamlık görevindeyken yaklaşık iki sene sonra beraat ettiği dosyadan tekrar tutuklandı. Şırnak Cezaevine konuldu. Sırasıyla Mardin, Bingöl, Siirt, Batman, Ordu ve son olarak Diyarbakır Cezaevlerine konuldu. Çelik toplam 18 yıldan bu yanadır tutuklu bulunuyor. (M. Sait Çelik – İLKHA)