• DOLAR 34.599
  • EURO 36.614
  • ALTIN 2916.227
  • ...
Paralel Kumpasa Devam
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Şükrü Gündüz / Doğruhaber

17 ve 25 Aralık operasyonlarından sonra paralel yapıya yönelik devlet içinde operasyon başlatıldı. Emniyet, yargı, bakanlıklar ve birçok devlet kurumunda tasfiyeler yapıldı. Bu tasfiyelerin paralel yapının operasyonel gücünü durdurduğu sanılırken ortaya çıkan yeni bilgiler paralel yapının kumpaslarına devam ettiğini gösterdi.

İKİNCİ BİR EMRAH OPERASOYUNU

Özellikle Mustazaflar Camiasına yönelik sistemli bir şekilde polis ve yargının el ele vererek kurduğu kumpasla Mustazaf–Der kapatılırken birçok insan suçsuz yere kurulan kumpaslar sonucu cezaevine atıldı. Mustazaf – Der’e yönelik kurulan kumpasta kullanılan E. Y’nin emniyet istihbarata çalıştığı ve bir dolandırıcı olduğu ortaya çıkmıştı. Kendilerini haklı göstermek için insanların yatak odalarını dahi dinleyip görüntüleyen ve şantaj yapan bu yapı özellikle İslami camiaları hedef alıyor.

ZAMAN ÜZERİNDEN OPERASYON

Zaman gazetesinin yaptığı yeni bir haber kumpas ve iftiralara nasıl devam edildiğini bir kere daha gösterdi. Zaman gazetesinde yer alan habere göre. Zaman Gazetesi’nin bir yöneticisine güya gönderilen bir mektup yayınlandı. Sözde meçhul bir kişiden gelen mektupta, “Birinci aşamada cemaatinizin şiddete başvurabileceğine halkı inandırmak için cemaate ait bir kuruma yönelik faili meçhul büyük bir eylem gerçekleştirilecek. İkinci aşamada Diyarbakır’da Hizbullah içerisinde faaliyet gösteren Emrullah Kaya isimli şahıs tarafından cemaatinize sızdırılarak yönlendirilen iki Hizbullah militanı vasıtasıyla birden fazla kurumunuza birbiriyle ilintili silah ve patlayıcı malzemeler yerleştirilecek. İlk iki aşama için ciddi mesafe aldılar. Üçüncü aşamada, yerleştirilen patlayıcılardan bir tanesi kullanılarak güvenlik güçlerinin kuruma müdahale etmesi sağlanacak ve kamuoyuna intikam almak isteyen cemaatin hazırladığı bombaların yapım aşamasında patladığı ve başka malzemelerin de bulunduğu mesajı verilecek.” deniliyor. Daha önce E. Y üzerinden Mustazaflar Camiasına kumpas kuran paralel yapının yine benzer yöntemlerle iftira ve karalamalara devam ettiği görülüyor.

ZAMANIN KUMPAS HABERİNE DERSHANE KUMPASI EKLENDİ

Zaman’ın operasyonel haberinin yayınlandığı tam da bu vakitte paralel yapının dershaneler üzerinden kurduğu kumpasların bir tanesi daha deşifre oldu. İstanbul’da özel bir dershaneye giden A.Ö. isimli öğrencinin gazetemize gelerek verdiği bilgiler kumpasın kesintiye uğramaksızın devam ittiğinin göstergesi. Dershanedeki “abi”nin “abiler” diye tanıttığı şahıslar dershane öğrencisine muhbirlik teklif etti ve bir sivil toplum kuruluşunu göstererek bilgi getirmelerini istedi. Dershanelerin bir istihbarat şubesi gibi nasıl kullanıldığını anlatan A. Ö yaşadıklarını anlattı. A. Ö kendisine yönelik bu çirkin tuzağı kuranlar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacak. İşte paralel yapının A. Ö’yü kafeslemek için başvurdukları çirkin ilişkiler ağını kendi dilinden görelim:

DERSHANEDEN İSTİHBARAT ŞUBEYE

“2011 yılında ÖSYM sınavına girdikten sonra bir gün işten eve geldiğimde babam, ‘Milli eğitimden aradılar bir iftar yemeğine davet ediyorlar. Bir yükseköğrenim yurdu var. Burs veriyorlarmış.’ dedi. Ben telefon kullanmadığım için babamın numarasını ÖSYM sınavına girerken iletişim bilgileri kısmına yazmıştım. Bu bilgilere nasıl ulaştıklarını bilmiyorum. Babam sen ara bir sor dedi. Ben de o numarayı aradım yurt için falan aramışsınız dedim. Bir saniye bekleyin deyip telefonu kapattılar. Onda sonra onlar aradı. Bana bir iftar yemeği vereceğiz, size adresi mesaj olarak göndereceğiz dediler. Siz gelince detaylı konuşuruz dediler. Adres Bakırköy’de orta öğretim yurduydu. Babamla beraber oraya gittik.

BİZİ GRUPLARA AYIRDILAR

İçeri girdik bizi yemek salonuna davet ettiler. Bir abi geldi yanımıza bana hangi bölümü tercih edeceksin diye sordu. Ben de ilahiyat dedim. O zaman seni şöyle ön tarafa alalım dedi. Gelenleri bu şekilde gruplara ayırıyorlardı. Ondan sonra Ebubekir adında birisi geldi. Sonradan öğrendiğime göre bu şahıs oranın bölge sorumlusuymuş. İftardan sonra konuşmaya başladı. Siz üniversiteyi kazandığınız için size ücretsiz olarak hizmet vereceğiz. Hocasından yemeğine kadar her şey bize ait, her şeyi biz karşılayacağız. Yurdumuz da Şirinevler’dedir, dediler. Tamam deyip ayrıldık. Ondan sonra oraya gittik. Sayımız otuz beş kişi civarıydı. Bir iki ay onların tavsiye ettiği kitapları okuduk. Fettullah Gülen’in kitaplarını ve onların seçtiği bazı kitapları okuduk. Bu kitapları okuduktan üç ay sonra beni on kişi ile beraber farklı bir odaya aldılar. Diğerlerini ne yaptılar bilmiyorum.

KUR’AN ÖĞRETME, KIRIK TESTİ OKUT!

Bana, bizim yurtta abi olur musun dediler. Ben de bunu kabul etmeyeceğimi söyledim. Derslerimi daha iyi çalışmak için buraya geldim dedim. O zaman seni bir eve verelim liseli dört beş öğrenciye abilik yap, onlara Kur’an öğret dediler, tamam dedim. Eve gitmeden önce Güneşli ’de F. Ö. Yurdu’nda bir yemek verdiler. Zarflar içinde bize 500 Lira para dağıtıp siz öğrencisiniz ihtiyaçlarınız için kullanırsınız dediler. Ayda bir bu şekilde zarfla bize para vermeye başladılar. Bu rakam 650 TL’ye kadar çıktı. Ondan sonra Yunus diye birisi geldi. Bana, sen kaldığın evde sadece Kur’an dersi veriyormuşsun. Hiç bizim kitapları okutmuyorsun, onlardan da okut dedi. Ben de siz benimle böyle anlaşmadınız, git Kur’an öğret dediniz. Kitap okut falan demediniz. Bizim söylediğimiz kitapları okut, zaman kalırsa Kur’an öğret dedi. Okutulmasını istedikleri kitaplar arasında Kırık Testi, Gurbetteki Öğretmen ve onların seçtiği başka kitaplar vardı.

ALKOL’E KARIŞMA

Kur’an öğretme en son plana itildi. Yunus; ayrıca çocukları zorlama, alkol getirmek isteyen varsa getirsin. Biz bunları kazanmak istiyoruz. İdare et dedi. Ben o zaman burayı bırakıyorum dedim. Yunus gitti. Sait adında birisini beni ikna için gönderdiler. Bana biz Müslümanız herkesin rızkını Allah veriyor. Gayrı Müslim de olsa içimizde olanlar var. Sen Yunus’u yanlış anlamışsın dedi. Ben ayrılacağımı söyledim. Sait beni ikna edemeyince Ebubekir beni çağırdı. Seni akademiye alalım, her türlü yardımı yapacağız. Polislik sınavına gir. Sınav soruları bizde, sen sadece bütün soruları doğru yapmayacaksın. Birkaç soruyu bilerek yanlış yaparsın dedi. Ben ilahiyat okumak için sizin yanınıza geldim, siz bana şimdi polis olmayı teklif ediyorsunuz dedim. Ondan sonra çantamı alarak yanlarından ayrıldım.

Oradan ayrıldıktan sonra iki yıllık bölüm bitirdim. DGS sınavına girdim. Geç kaldığım için kayıt yapamadım. Bir öğrenci velisi ile mesajlaşıyorduk. Bana sen bundan sonra ne yapacaksın KPSS’ye hazırlanmak için dershaneye falan gitmeyecek misin diye sordu. Ben de maddi olarak durumum olmadığı için gitmeyeceğimi söyledim. Bana seni bir yere yönlendireyim, benim adımı söyle sana yardımcı olurlar dedi. Fatih’te F… dershanesi var. Oraya git dedi. Gittim oraya benden az bir para istediler kaydımı yaptım.

ABİ DİYE TANIŞTIRDIKLARI KİŞİLER İSTİHBARATÇI ÇIKTI

Sonra Hamza abi diye birisi benimle görüştü. Bu kişi maddi sıkıntıları olan ve problem yaşayan öğrencilerle ilgilenip sorunlarını çözüyordu. Bana, Balat’ta bir çay içelim dedi. Gittim yanında iki kişi vardı. Bunlardan birisi Bakırköy’de birisini Fatih’te abi diye bana tanıştırdı. Bunlar iyi insanlardır dedi. Dersler nasıl gidiyor diye konuştuk.

Sonra Hamza’nın beni tanıştırdığı ve ismi Zübeyir olan kişi beni aradı. Yanındaki diğer kişinin adı Ümit’ti. Kahvaltı yapalım dedi. Üç kişi gelmişlerdi. Yanlarındaki üçüncü kişiyi Melih olarak tanıttılar. Bakırköy’de bir börekçide oturduk. Kahvaltı yaparken Melih benim resmimi çekti. Niye çekiyorsun dedim. Dostluk adına hatıra olsun dedi. Ben de, seni tanımıyorum ne dostluğu dedim. Vatana, millete hizmetten konuştular.

OYUNU CHP’YE VER

Sonra siyasi olayları konuşmayı başladılar. Bu görüşmemiz 2014 Şubat ayındaydı. Ak Parti’ye oy verme, CHP’ye oy ver dediler. Çevrendekileri ikna et, CHP’ye oy versinler. Biz zamanında yanlış yaptık Ak Parti’ye oy verdik. Bir Müslüman CHP’ye oy veremez dedim. Bu oy bir mesajdır, destekleme değildir dediler bana.

PKK’NİN İÇİNDEYDİM ŞİMDİ POLİS OLDUM

Senin baban ne iş yapıyor diye sordular. Hayırdır, niye soruyorsun dedim. Öylesine dediler. Sonra Hizbullah ve PKK hakkında konuştular. Bana bazı akrabalarımı sorup ne yapıyorlar, nerde çalışıyorlar gibi sorular sorup kendileri onların ne iş yaptıklarını söylüyorlardı. Her şeyi bildiklerini ima ederek konuşuyorlardı. Zübeyir, ben de küçükken PKK’nin içindeydim. Molotof falan da attım ama şimdi polis oldum. İslam’a hizmet etmek için her kılığa girmek gerekiyor. Ben bunun için her kılığa girerim dedi.
Ben ona, bu kadar konuştun ama bir ayet bile okumadın. Kutsi Hadis söylüyorsun buna ayettir diyorsun dedim.

BENİ BU KİŞİLERLE TANIŞTIRAN ORTADAN KAYBOLDU

Haftada bir beni arayıp görüşmek istediklerini söyleyip bir yerlere çağırıyorlardı. Ben de dershaneden çıktıktan sonra ya da sabah kahvaltıda onlarla buluşuyordum. Bunların iyi niyetli kişiler olmadıklarını anlayınca beni onlarla tanıştıran Hamza abiyi aradım ama ulaşamadım. Bana verdiği numara kullanılmıyordu. Onu görmek için Şirinevler’de F.. dershanesine gittim. Güvenliğe sordum öyle biri yok dediler. Güvenlikle yukarı çıktım onun olduğu kata baktım, yoktu. Ona, senin abi diye tanıştırdığın kişiler farklı kişiler çıktı diyecektim.

SANA BİR GÖREV TEKLİFİMİZ VAR!

Benimle abi diye tanıştırılanlar bir gün beni Florya Sosyal Tesisler’ine çağırdılar. Ben gelmeyeceğimi söyledim. Siz bana böyle sorular sorduğunuz için sizinle görüşmeyeceğim dedim. Bana söz bir daha böyle sorular sormayacağız, özel bir şey konuşacağız dediler. Ben de bunun üzerine gittim. Zübeyir, bana senin sevgilin var mı? Ailenin baktığı kimse var mı? Diye soru sordu. Ben de hayır dedim. Birbirimizi kandırmayalım gerçek konumuza gelelim, dedi. Sana bir görev teklifimiz var, dedi.
Bak bu görev herkese nasip olmaz! Milyonda bir insana nasip olur dedi. Bizim senin yardımına ihtiyacımız var. Ben de, Allah rızası içinse size elimden gelen her türlü yardımı yaparım dedim. Biz senden tek bir şey istiyoruz dedi. Ondan önce bana dedi ki senin hayal edip de ulaşamadığın bir şey var mı? Diye sordu. Ben de çok dedim. Önüme bir kağıt bırakıp istediğini yaz her şeyi yapacağız. Bu teklifi senden başka kimseye yapmadık, dedi.

VATAN VE MİLLET İÇİN BUNU YAP!

Ondan sonra bana Fatih’teki M…. C…. Adlı derneğe git dediler. Bana, sen değerini bilmiyorsun. Bu camiadan önemli kişilerle akrabalığın var. Güçlü referansların var. Oraya gitmeni istiyoruz dedi. Oraya gidip ne yapacağım, dedim. Oraya gidip maneviyatını kuvvetlendireceksin dedi. Böyle bir şey istiyorsanız yaparım dedim. Bilmen gereken bir şey var. Bunların içine girmiş dini istismar eden bazı kişiler var. Bunlar orada ne yapıyorlar ne ediyorlar bize öğren. Sen oraya gideceksin, hiçbir şey yapmayacaksın. Onlardan hiçbir görev isteme. Onlar sana görev versin. Onlar bir etkinlik için para toplayınca senden yüz isterlerse iki yüz ver. En fedakârları hep sen ol. Orada otur sana görev verildiğinde en iyi şekilde yap. Kim kiminle görüşüyor. Kiminle irtibatı var onu öğren. Kim kiminle gizli konuşuyor, bunları öğren. Tanımadığın kişilerle tanış. Hepsini telefon numarasını alarak telefonuna kaydet. Samimiyet kurup kendini sevdir. Onların içindeki istismarcılara işkence de yapsan konuşmazlar. Ama senin gibi vatanını milletini seven insanlar bunları dinleyerek çözebilir. Sakın onlara hiçbir soru sorma. Sen soru sorma her şeyi kendiliğinden öğrenirsin.

HİZMET İÇİN BABAMI BİLE VURURUM!

Her hafta gitme derneğe yavaş yavaş kendini alıştır. Bir hizmet olunca sen koş. Çay dağıtılınca sen koş. Korkma sana bir şey yapmazlar en çok seni derneklerinden kovarlar. Fatih’teki derneğe birini gönderdik. Hiçbir şey yapmadan onu kovdular. Zübeyir, ‘ben hizmet için ‘babamı bile vururum’ dedi. Ben de İslam adam öldür demiyor dedim. Bu basit görev için seni hiçbir riske atmıyoruz. Bir şey olursa devlet senin arkanda olacak. Maddi manevi ne sıkıntın varsa devlet senin yanında olacak. Benden önce devlet sana bakacak. Biz her şeyden haberdarız. Bazı noktalarda biz senden teyit amaçlı bilgi istiyoruz. Kendini kanıtlaman için sana git birilerini vur da demiyoruz. Devlet çok sabırlıdır, bekler. Sen sadece orada otur konuşulanları duy. Biz Allah rızası için senden yardım istiyoruz. Bu bir hizmettir. Biz bunlara karşı değiliz. İçlerindeki istismarcı insanları ortaya çıkarmak istiyoruz. Bunlar kötü insanlar değil.

Ben bu teklifleri kabul etmeyeceğimi söyledim. Onların gerçek yüzlerini anlatan bir mektup yazıp onlara verdim. Bu mektubu okuyun dedim. Biraz düşün hemen karar verme. Biz tekrar seninle irtibata geçeceğiz. Ben, bir daha beni aramayın, dedim. İlerde biz değil senin karşına daha iyi insanlar çıkabilir dedi Zübeyir.

SON GÖRÜŞMEYİ MEZARLIKTA YAPTILAR

En son 2014 Mayıs ayının sonunda yine beni aradılar görüşelim özel bir şey konuşalım dediler. Beni Topkapı’da, Menderes ve Özal’ın bulunduğu mezarlığa götürdüler. Ümit, dünya fanidir bazı insanlar yaşıyor, bazı insanlar ölüyor dedi. Sekiz kişilik bir grup olarak senin yazdıklarını değerlendirdik. Senden bir isteğimiz var. Bize son bir kıyak yap seninle konuştuklarımız aramızda sır kalsın. Ne sen bizi tanıdın, ne biz seni tanıdık, ölene kadar bunu kimseye anlatma. Biz anladık bu iş seninle olmuyor. Bana hiçbir korkun ya da bir endişen yok mu dedi Ümit, ben de hiçbir korkum ve endişem yok dedim. Yalnız siz bir şeyi unuttunuz ben sizinle son görüştüğümde, bu size son kıyağım olsun beni bir daha aramayın, dedim. Ama siz yine aradınız, dedim.

ZARARIN NERESİNDEN DÖNERSENİZ KÂRDIR

Bunlar çok sinsi bir şeklide hareket ediyorlar. Karşılarındaki kişinin bir zaafını yakalamışlarsa o zaaf üzerinden onun üzerine giderler. Ama bir şey yakalamazlarsa tekliflerinde ısrar ederler. Zaafı olup onların tuzağına düşmüş kişiler çekinmeden bunu anlatsınlar. Zararın neresinden dönerlerse kârdır. Çevresinde en güvendiği ve sevdiği kişiye bunu anlatsın. Yapılan şantajları anlatsın. Bu oyuna gelenler suçlu değil. Bunlar devlet adına size vaatlerde bulunabilirler. Ama işleri bittikten sonra sizi kullanıp bir köşeye atarlar.”
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir